YÖK sisteminin, üniversite yöneticilerinin kimin kadroyu hak ettiği konusunda da çarpıklıklar içerdiği bir kez daha ortaya çıktı. İstanbul Üniversitesi’nde bir akademisyene kadro vermemek için başka bir akademisyenin yasadışı bir şekilde puanı yükseltilerek ataması yapıldı. İdare mahkemesi de çok açık delillerle rağmen atamayı onayladı.
İstanbul Üniversitesi, İktisat Fakültesi’ne yardımcı doçent atamasıyla ilgili süreçle ilgili açılan dava İstanbul 7’nci İdare Mahkemesi tarafından reddedildi.
Mülkiye mezunu, mulkiyehaber.net yazarlarından Ertan Ersoy, kendisi yerine başka bir kişinin atanmasını yargıya taşımıştı.
Mart 2011’de yardımcı doçentlik kadrosuna atanmak için dosyasını hazırlayarak İktisat Fakültesi Dekanlığına teslim eden Ersoy için YÖK’den Rektör Yunus Söylet imzalı yazı ile kadro talep edildi. Bu sırada G.K. adlı akademisyen henüz doktorasını tamamlamamıştı. G.K. temmuz ayında dr. oldu ve Ertan Ersoy’un atanması gereken kadroya G.K. atandı.
İddiaya göre G. K. Ertan Ersoy’un yrd. doçentlik dosyası hakkında bilgilendirildi. Ersoy’un puanın geçmesi için hemen makale yayınlaması gerektiği kendisine söylendi.
Ancak bu yayın yapılmasına rağmen G.K.’nin puanı Ersoy’un puanından düşük kaldı. Bunun üzerine G.K.’den yeni bir yayın hazırlaması istendi. Bir kaç gün içinde Yüksek Lisans tezinden bir makale yazan G.K. yayını fakülte dergisinin editörü olan Dekan Sedat Murat’a sundu. Yazı hakem sürecinden geçmeden bu makalenin bu dergide yayınlanacağı yazısı G.K.’ye verildi.
Atamanın sağlama alınması için jüri oluşturuldu. Öyleki aceleden jüri olarak atanan iki profesörün kadronun çıktığı bilim alanından olmalarına bile gerek görülmedi. Yönetmeliğe göre bu şartlardan biriydi. Jüri raporları tam dekanlığın istediği gibi çıkarıldı ve Ersoy’un atanması gereken kadroya G.K. atandı.
Üstelik mahkeme sürecinde G.K.’nin her şeyiyle aynı olan ve biri tebliğ biri de makale olan bir tek yayından iki defa puan aldığı da ortaya çıktı. Dosyaya iki defa aynı içerikte (kelimesi kelimesine aynı) fakat ayrı isimlerde farklı yayınevleri tarafından yayınlanmış iki de kitap konmuştu. Bunlar da “Duplikasyon” olduğu göz ardı edilerek puan hesabına alınmıştı.
Ersoy fakülte üniversite ve YÖK nezdinde itirazlarını yaptı ancak bu itirazlarla ilgili karar verecek olan kurulun içinde de düzeneği kuranlar olduğu için bir sonuç alamadı.
Mahkeme süreci de hukuksuzluklarla dolu olarak gerçekleşti. Mahkeme dosyayı G.K.’nin talebi doğrultusunda, İstanbul’da o bilim dalından bilirkişilik pacak hoca kalmamış gibi Ankara’ya gönderdi. Dosya Ankara’da tam bir yıl kaldı. Bilirkişi raporu da beklendiği gibi G.K.’nin lehine çıktı.
Bilirkişi raporuna itiraz eden Ertan Ersoy, itiraz dilekçesini yazarken raporun dosyaya değil G.K.’nın cevap dilekçesine bakılarak yazıldığını fark eder. Mahkeme yaklaşık bir yıl bekledikten sonra toplam 3,5 yılın sonunda kararını verdi. G.K.’nın bu kadroya atanması hukuka uygun bulundu.