Eğitimciler, keyfi bir kararla, ilkokullar, ortaokullar, liseler ve üniversiteler kapalıyken, okul öncesi kurumlarda yüz yüze eğitimin devam edeceği yönündeki Milli Eğitim Bakanlığı kararına tepki gösterdi. Eğitim Sen, Eğitim-İş ve Eğitim Bir-Sen sendikaları tarafından ayrı ayrı yapılan açıklamalarda okul öncesi eğitim kurumlarında bulunan öğrencilerin ve öğretmenlerin sağlığının tehlikede olduğu belirtildi. Eğitim Sen, kararın geri çekilmesini isterken Eğitim-İş, okul öncesi eğitimin yeniden yüz yüze başlamasının kabul edilemez olduğunu açıkladı. Eğitim-Bir-Sen ise kararın gözden geçirilmesini istedi.
Eğitim Sen’in açıklaması:
“MEB Temel Eğitim Genel Müdürlüğü 20 Kasım 2020 tarihinde, resmi ve özel tüm okul öncesi eğitim kurumlarının (ana sınıfı, anaokulu, uygulama sınıfları) 23 Kasım 2020 tarihinden itibaren haftada 5 gün yüz yüze eğitim yapacağını, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından imzalanan bir yazı ile bildirdi. Alınan kararın gerekçesinin ise çocukların eğitimi değil çalışan anne babaların çocuklarının bakımı olduğu ortadadır.
Öncelikle okul öncesi eğitim kurumlarının eğitim kurumu olduğu, okul öncesi öğretmenlerinin de bakıcı olmadığının altının çizilmesi gerekmektedir. Bu karar ile okul öncesi eğitim kurumlarının eğitim kurumu olma özelliği ortadan kaldırılmakta ve sadece çalışan anne babaların çocuklarının bakımı görevi verilmektedir. Bu durum kurumlarımızı aşındırmaktadır.
Salgının oldukça ciddi bir boyuta ulaştığı günlerde okul öncesi eğitim kurumlarının açılması ile bu kurumlarda çalışan öğretmenler ve eğitim alan öğrencilerin sağlığı risk altına girecektir. Toplumsal yaşamın tamamen kapatılması gerektiğinin her gün bilim insanları tarafından ifade edildiği bir dönemde, bu kararı kabul etmemiz mümkün değildir. MEB, tüm öğretmenler ve öğrencilerin sağlığından sorumlu olduğunu unutmamalıdır.
Bu kararın gerekçesi anne babaların çalışmasını sağlamaktır. Oysa salgın koşullarında yapılması gereken çalışan anne babalardan birine veya tek anne babalara ücretli izin verilmesidir. Sosyal devletin görevi tüm kesimleri desteklemektir. MEB, sermayenin gereksinimlerini değil, öğretmen ve öğrencilerin sağlığı ile haklarını gözetmelidir. Eğitim Sen, bu kararın geri alınması için MEB’e başvuru yapacak, gerekli görüşmeleri gerçekleştirecek ve eğer sorun hala çözülmüyor ise ulusal ve uluslararası mevzuattan kaynaklı tüm haklarını kullanmakta tereddüt etmeyecektir.”
Eğitim-İş’in açıklaması:
“Tüm eğitim kademelerinde pandemi ve sağlık gerekçeleriyle 04.01.2021 tarihine kadar ara verilmişken akşamdan sabaha alınmış bir karar ile okul öncesi eğitim kurum ve sınıflarının yeniden açılmasının eğitim öğretim süreci ile ilgisi yoktur.
Okul öncesi eğitimi olmazsa olmaz gören bir Bakanlık söz konusu ise öncelikle okul öncesini zorunlu eğitim kapsamına alması gerekirdi ki; yıllarca talep ettiğimiz halde bunu gerçekleştirmemiştir.
Bilim Kurulu’nun tavsiyeleri doğrultusunda Cumhurbaşkanlığı tarafından açıklanan tedbirlerle ilgili İçişleri Bakanlığı’nın genelgesi ortada iken ve 20 yaş altı vatandaşlara yönelik sokağa çıkma kısıtlaması söz konusu iken okul öncesi eğitim kurumlarını açmaya yönelik Milli Eğitim Bakanlığı’nın aldığı kararın bilimsel açıdan izahı yoktur.
Bu karar, Bakanlığın okul öncesine bakış açısının da ispatıdır. Fakir Baykurt’un dediği gibi “Öğretmenler egemen sınıfların emir kulu ya da yönetici tabakaların çocuk avutucuları değildirler.”
Bugün okuma yazma öğrenme aşamasında olan ilkokul 1. sınıflarda, geleceklerini belirleyecek sınavlara hazırlanan 8. ve 12. sınıflarda dahi eğitime ara veren Bakanlığın okul öncesini yeniden açması kabul edilemez.
Henüz çok küçük yaş grubunda olan, gelişimsel olarak kendini koruyamayacak çocukları tehlikeye atmakla eşdeğer ve tamamen ekonomik kaygılarla alındığı açık olan üstelik Dünya Çocuk Hakları Günü’nde alınmış olan bu karardan geri dönülmelidir. Devlet, “çocukların her türlü ihmal ve istismardan korunarak sağlıklı gelişimini temin etmek”le sorumludur. Ülkeyi yönetenler, çocukların korunmasına ilişkin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmemektedir.
Hükümet küçük çocuğu olan anne ve babaları özel/kamu fark etmeksizin esnek çalışma kapsamına alarak salgının yayılmasına ve anne babası çalışan çocukların evlerinde kalmasına yönelik tedbirler almalıdır. Ekonomik kaygılar, özel sektör baskıları sağlıktan daha önemli değildir.
Eğitim-İş olarak Bakanlığı ve hükümeti tekrar uyarıyoruz.”
Eğitim-Bir-Sen açıklaması:
“Millî Eğitim Bakanlığı, kovid-19 salgınıyla mücadele kapsamında 20 Kasım 2020 Cuma gününden 4 Ocak 2021 Pazartesi gününe kadar resmî, özel, örgün ve yaygın tüm eğitim öğretim faaliyetlerine uzaktan eğitim yoluyla devam edileceğine yönelik bir açıklama yapmıştı. Ancak Bakanlık, söz konusu açıklamanın daha mürekkebi kurumadan bir genelge yayımlayarak, bu defa resmî ve özel tüm anaokulu, ana sınıfı ve uygulama sınıflarında haftada 5 gün yüz yüze eğitim yapılmasının uygun olacağını ifade etmiştir.
Bakanlığın yıl sonuna kadar resmî ve özel eğitim kurumlarında yüz yüze eğitime ara vermesini, “Her işin başı sağlık” diyerek makul görmüş; öğrenme kayıpları başta olmak üzere yüz yüze eğitim yapılmamasının neden olacağı aksaklıklara rağmen salgının etkisinin azalarak eğitim-öğretimde normale dönüşe vesile olacağı beklentisiyle bu kararı yerinde bulmuştuk. Fakat bugün yayımlanan yeni genelgeyle okul öncesi eğitim kurumlarının yüz yüze eğitime başlatılması, ya eğitim kurumlarının ve yüz yüze eğitimin salgına olumsuz bir etkisinin olmadığını ya da okul öncesi eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenlerimizin “çocuk bakıcısı” yerine konulması algısını ortaya çıkarmıştır.
Eğitim-öğretimde esas olan, yüz yüze eğitimdir ve eğitimin tüm kademelerinde yüz yüze eğitime geçilmesinin nihai hedef olması gerçeğine rağmen alınan bu karar, eğitim kurumlarında yüz yüze eğitime ara verilmesi gerekçesiyle uyuşmamaktadır.
Millî Eğitim Bakanlığı’nı, okul öncesi eğitim kurumlarında haftada 5 gün yüz yüze eğitim yapılması kararını gözden geçirmeye ve/veya salgınla mücadele sürecine olumsuz etkisi olmayacaksa 1, 8 ve 12. sınıflar ile Destekleme ve Yetiştirme kurslarından başlayarak en kısa sürede yüz yüze eğitime geçilmesi kararı almaya çağırıyoruz.”