Erken seçim değil, seçimlerin yenilenmesi
Önce kavramları yerli yerine oturtalım: “TBMM Başkanlık Divanı’nın oluşmasından itibaren 45 gün içinde hükümet kurulamaması halinde” yapılacak olan “erken seçim” değil, “seçimlerin yenilenmesi”.
Anayasanın 116/2-3 maddesi şöyle diyor:
“ Başbakanın güvensizlik oyu ile düşürülmeden istifa etmesi üzerine kırkbeş gün içinde veya yeni seçilen Türkiye Büyük Millet Meclisinde Başkanlık Divanı seçiminden sonra yine kırkbeş gün içinde Bakanlar Kurulunun kurulamaması hallerinde de Cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına danışarak seçimlerin yenilenmesine karar verebilir.
Yenilenme kararı Resmi Gazetede yayımlanır ve seçimlere gidilir.”
***
82 Anayasasının Danışma Meclisi’nde kabul edilen metninde Cumhurbaşkanından seçimleri yenilemesini isteme yetkisi Başbakana verilmişti. MGK Anayasa Komisyonu “Başbakana böyle bir yetki verilmesine gerek ve zorunluluk görülmediğinden” yukarıdaki düzenlemeyi kabul etti ve yetki Cumhurbaşkanına tanındı.
Ama, TBMM Başkanı’na danışarak… Niçin? Çünkü, yasama organının başkanı, TBMM başkanı, Cumhurbaşkanı değil. Onun için yasama organının başkanına danışacak. 114. maddeyle TBMM Başkanına verilmiş başka görevler de var, yazının sonunda değineceğiz.
Seçimlerin yenilenmesi durumunda kurulacak hükümet: “Geçici Bakanlar Kurulu”
Biliyorsunuz, seçimin olmazsa olmazları “güvenlik” ve “tarafsızlık”.
Tarafsızlığı “bağımsız yargıçlar ve yargı organları” sağlıyor. Sizin 2007’den beri daha çok “HSYK” tartışması biçiminde duyduğunuz, 2010 Anayasa değişikliklerine neden olan, sonra “olmamış” diye Anayasaya aykırı yasalarla değiştirilen; hükümetin beğenmediği karar veren yargıçları anında görevden alan, yerine “beklenen” kararları vereceği tahmin edilen yargıçları getiren, başında Adalet Bakanının bulunduğu “HSYK”. Bunun için her seçimde mutlaka değişen ve bir “bağımsız”ın getirildiği üç bakanlıktan biri Adalet Bakanlığı. Çünkü, “seçimler yargı organlarının genel yönetimi ve denetimi altında yapılır.”
“Sandık ve seçim güvenliği”ni ise, İçişleri Bakanlığı sağlıyor. Onun için “partili” bakan gidiyor, yerine “bağımsız” bakan geliyor.
Değiştirilen üçüncü bakan “Ulaştırma”yı siz, “haberleşme” anlayın; uzun uzadıya açıklamaya gerek kalmasın.
Bu üç bakan her durumda değişiyor ama, 45 gün içinde hükümet kurulamazsa yalnız bu üç bakan değil, Bakanlar Kurulunun tamamı değişiyor.
Geçici Bakanlar Kurulu her durumda kurulur
Zurnanın zırt dediği yer şurası… Anayasa 114/2-3 şöyle diyor:
“116’ncı madde gereğince seçimlerin yenilenmesine karar verildiğinde Bakanlar Kurulu çekilir ve Cumhurbaşkanı geçici Bakanlar Kurulunu kurmak üzere bir Başbakan atar.
Geçici Bakanlar Kurulu, Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanları Türkiye Büyük Millet Meclisindeki veya Meclis dışındaki bağımsızlardan olmak üzere, siyasi parti gruplarından, oranlarına göre üye alınır.”
Görüldüğü gibi burada partilerin inisiyatifine bırakılmış bir durum yok. Anayasa açık.
MHP, HDP ile aynı hükümette yer almak, siyaseten HDP ile yan yana gelmek istemiyor olabilir, HDP’yi “terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı”, yok şu, yok bu vs vs vs görüyor olabilir, ama bunların hiçbiri Geçici Bakanlar Kurulunun kurulmasını ve bu hükümette MHP’ye “oranına göre” bakanlık verilmesini engellemez.
Niçin geçici bakanlar kurulu
45 gün içinde hükümet kurulamazsa seçimlerin bir Geçici Bakanlar Kurulu ile yenilenmesinin esprisi şu:
Madem, (AKP’nin çok sevdiği deyimle) “milli irade” tecelli etmiş, buna karşın siyasi partiler bir hükümet kurmayı başaramamışlar, o zaman “hükümet kurmayı başaramayan” partiler, “yeni milli irade”nin oluşmasına bir diğerinden daha az ya da daha fazla müdahale edemeyecekler. Son seçimdeki “milli irade”nin TBMM’ye soktuğu bütün partilerin yer aldığı bir ortamda seçime gidilecek ki, seçimlerin güvenliği ve tarafsızlığı olabildiği ölçüde sağlansın.
Yani, hiçbir parti bu seçime diğerlerinden üstün girmeyecek. Seçimin tarafsızlığı ve güvenliği, o partilerin tümü tarafından sağlanacak. “Oranına göre katılım” bunun için. Çünkü, bir bakan bile imzalamazsa, Bakanlar Kurulu kararı çıkamaz. O geçici bakanlar kurulunun başbakanı, bir partinin “genel başkanı” olamaz. Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanları TBMM’deki partilerin hiçbirinden olamaz.
Ve esas önemlisi bu geçici bakanlar kurulu için güven oylaması yapılmaz.
Anayasa 114/6:
“Geçici Bakanlar Kurulu için güvenoyuna başvurulmaz.”
Bu sayede ve bu nedenle, AKP, tek başına iktidarı kaybettikten sonra seçime hâlâ kendi hükümetiyle gidemez… Geçici bakanlar kurulunun kurulması şarttır.
Geçici Bakanlar Kuruluna katılmamak
Geçici Bakanlar Kurulunun kurulmasının bir anayasal zorunluluk olduğunu söyledik. MHP’nin geçici bakanlar kurulunda yer almayacağını baştan ilan etmesi, bu gerçeği değiştirmiyor.
Niçin mi? Anayasaya bakalım… 116. madde şöyle devam ediyor:
“Siyasi parti gruplarından alınacak üye sayısını Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı tespit ederek Başbakana bildirir. Teklif edilen bakanlığı kabul etmeyen veya sonradan çekilen partililer yerine, Türkiye Büyük Millet Meclisi içinden veya dışarıdan bağımsızlar atanır.”
Yani, MHP bu bakanlar kurulunda yer almayacağını açıkladı diye, o geçici bakanlar kurulunun kurulmasından vazgeçilemez.
Geçici bakanlar kurulu kurulur, MHP teklif edilen bakanlıkları kabul etmez ya da eder iki saat sonra çekilir, yerine dışarıdan bağımsızlar (büyük ölçüde, “bağımsız” kisvesi altında AKP’liler) atanır; ama, Geçici Bakanlar Kurulu her durumda kurulur.
On üç yıldır AKP tarafından yönetilen bir ülkede, AKP’nin 45 günlük süreyi bilerek ve isteyerek heba ettiği ve yine tek başına iktidara gelme hesabıyla seçime götürdüğü bir ülkede, 90 gün boyunca daha önce AKP tarafından yönetilmiş dört bakanlığın (ki, bunlardan birinin 17-25 Aralık bakanlığı olma ihtimali de kuvvetle muhtemel) bütün kara defterlerine ulaşma olanağını tepen bir parti de, hesabını kendi seçmenine verir.
Cumhurbaşkanı, MHP “ben yer almam” dedi diye, Geçici Bakanlar Kurulunu kurmamazlık edemez. Davutoğlu’nun başkanlığındaki müstafi AKP hükümeti çekilir. Yerine Anayasanın öngördüğü çok partili bakanlar kurulu kurulur. O Geçici Bakanlar Kurulunda yer alıp almamak, MHP’nin bileceği iştir. Türkiye seçime MHP’li ya da MHP’siz AKP genel başkanının başbakan olmadığı ve tüm üyelerinin AKP’lilerden oluşmadığı bir hükümetle gider.
Anayasa böyle diyor.