Bazı insanlar iki kez ölürler.. Bedenleri toprağa verilmeden, manen hayata veda ederler.. Kenan Paşa bunlardandı.
Manevi ölümlerin kesin bir tarihi yoktur. Kenan Evren, asılsın diye 17 yaşındaki bir çocuğun yaşı büyültülürken, “asmayıp da besleyelim mi?” dediği anda zaten ölmüştü. Belki de çok daha önce.. İktidara el koyup da, TSK dışında herkesi ihanetle suçlayan ilk konuşmasını yaptığı sırada.. Şahsen üniversiteden istifa kararımı bu konuşma üzerine vermiştim..
Bugün Kenan Paşa gömülecek.
Eski çağlarda, Fransa’da, bir kral ölünce cenaze töreninde “Kral öldü! Yaşasın Kral!” diye bağırırlardı. Bizde de böyle bir tören yıllar önce yapıldı. Yine bir 12 Eylül’de.. 2010’da Anayasa referandumunda, Erdoğan % 58 oyla “usta”lığa adım atarken.. O zaman pek anlaşılmadı; kimse “Sultan öldü! Yaşasın Sultan!” diye bağırmadı, ama sonuçlarını bugün daha iyi görüyoruz.. Bizim Şark usulü törenimiz de böyle oldu.
Cemal Süreya, bir şiirinde “her ölüm, erken ölümdür” demişti.. Bana kalırsa Kenan Paşa geç bile kaldı.. Yakınlarına bu çift acıyı çektirmemeliydi..