Nüfus istatistiklerine göre Dünyada doğum tarihi 01.01 olanların ülke nüfusuna oranı yönünden ilk sıralarda yer alan ülkelerden biriymişiz. Gerçek doğum tarihi bilinmeyenler ya da nüfus cüzdanı yıllar sonra çıkarılanların önemli bir kısmı Nüfusa 01.01…doğumlu olarak kaydedilirler. Ne sakıncası var diye sorulabilir? Pek bir sakıncası yok ama geçmişte çok da önemli olmayan doğum günü kutlanması olgusu, zaman içerisinde daha bir anlam ve önem kazanmış durumda.
***
Doğum tarihi 01.01… olanlardanım. Anneme sorduğumda; “Yaylaya çıkacaktık, o zaman doğdun. Ne bilim oğlum, O yıllarda yedi yıl içinde beş çocuk doğurdum, ikisi bir yaşını doldurmadan ölmüştü. Ama daha yaz olmamıştı diyor…” Bu soruyu sorabileceğim başka bir yakınım da kalmadı. Gerçi varken de en azı 4- 5, ortalama 5-6 doğum yapan, (bizim mahallede Medine Teyze 17 çocuk doğurmuştu) çoğu okuma yazma bilmeyen kadınların, öyle memur-öğretmen anne- babalar gibi günü gününe doğum kaydı yaptırmalarının olmadığı, yarım asır öncesi yıllardan söz ediyorum doğal ki. Babam azıcık okumuş olsa bile zamansızlıktan, nüfus kaydı için yer değiştirme gerektiğinden belki nüfus kağıtlarımız okula başladıktan sonra çıkarılmıştı. Nüfus kağıdım olmadığı için okula bile zor kaydedilmiştim…
Çocukların doğum günü, eşinizin doğum günü kutlaması derken, sizin doğum gününüz de gündeme geliyor. Yeni yıl kutlamalarından dolayı ihmal edilebilen bir tarih, 01.01… Bir gün önce geç vakitlere kadar oturulmuş, eğlenilmiş, pasta kesilmiş olunca haliyle ertesi gün doğum gününüz kutlanmıyor. Ya da üç beş yılda bir, o da geçiştirilerek…”Acaba doğum günümü farklı bir tarihe taşısam kutlamayı sağlayabilir miydim?” diye düşündüm. Dünya Barış Günü gibi anlamlı bir tarih seçtim: 1 Eylül diye ama taşıma suyla değirmen çalışmadığı gibi, doğum günü taşımam da başarısızlıkla sonuçlandı yalnız bir kere kutlandı. Son yıllarda; bankalar, meslek örgütleri, abone olunan kurumlarla birlikte sosyal medyadan arkadaşlar 01.01. tarihinde doğum günümü kutlayınca artık ben de benimsedim doğum günümü…
***
Kırk yıl kadar önce, Urfa’nın bir köyünde öğretmen olarak göreve başlamıştım. Birleştirilmiş 1,2,3. sınıfları okutuyorum Okul müdürlüğünü 4. 5. sınıfı okutan diğer öğretmen yapıyor. Beşinci sınıf öğrencilerinin diplomalarının hazırlanması çalışmasına beni de katan Mustafa öğretmen, neler yapılması gerektiğini de anlatıyor. Yazışmalar, öğrenci bilgilerinin İlçe milli Eğitim Müdürlüğüne bildirilmesi, vb. süreçler. Ancak önemli bir sorunumuz var; mezun olacak öğrencilerden Şükrü’nün nüfus cüzdanı yok. Birkaç kez söylüyorum. Şükrü, utanıyor, kızarıyor cevap veremiyor. Bir gün köy içinde babasını görüyorum. Şükrü’nün nüfus cüzdanını ondan istiyorum. Babası, ” …Vallah muallim..Şükrü’nün nüfus cüzdanı yoktur, henüz çıkarmamışız. Diyeceksin ki çıkar; Eeee bizim hanımdan resmi nikahımız yoktur! Onu da hallet diyeceksin, bizim hanımın nüfus cüzdanı yoktur! Daha doğrusu nüfusta kaydı yoktur…” Belki duymuşsunuzdur, duymayanlar, bilmeyenler için söyleyeyim. Köylüler bu duruma, “ketum olmak” diyor. Şükrü’nün annesi nüfusa kayıtlı değil ama evli ablası var Şükrü’nün…
Zaman daralıyor, Nisan ayı içinde bu durumun çözülmesi ve Şükrü’nün diploma alabilmesi için nüfus cüzdanının çıkması gerekiyor. Sonunda, on kilometre kadar uzaktaki Mezrada ikamet eden deneyimli muhtar işe el koyuyor ve sorunu hemen çözüyor. İlçe Nüfus Müdürlüğüne gidip, önce Şükrü’nün annesinin nüfusa kaydı, sonra evlilik, sonra çocukların kaydı ve Şükrü’nün nüfus cüzdanı elimizde…01.01 doğumlu olmasını hiç yadırgamıyorum. Ne olacak ki; öğrencilerin neredeyse tamamının doğum tarihi: 01.01…
***
SBF’yi bitirdikten sonra, Ankara’da 3 dönem arkadaşı SBF 84 Mezunu, çalışma yaşamı içerisindeyken birlikte Dikmen’de ev tutmuştuk. (Ev Gazetesi bile çıkarıyoruz: “Ankara’nın Dikmeni” diye. Neyse o başka hikaye belki bir gün yazarım.)
Ev arkadaşlarım ; Sevgili Hüseyin Ş. ve Yusuf Y…. yıl 1988 Adrese dayalı nüfus sisteminin pilot ilçesi Çankaya seçilmiş, evimize genç bir memur yazım işlemleri için geldi
— Evde Kaç kişi yaşıyorsunuz?
—3 dedik. Hüseyin’le biz evdeyiz, Yusuf o gün yok.
Memur, klasik soruları sormaya başladı. Soruları ilk ben yanıtladım. hepinizin bildiği sorular. Adınız, anne, baba adınız, doğum yeriniz, doğum tarihiniz: 01.01.1959. Sonra sıra Hüseyin de..Soru doğum tarihinize gelince yanıtı ben de biliyorum: 01.01.1959, Memur şaşırdı, “Yok canım filan”, biz nüfus kağıtlarımızı gösterdik. Sıra Yusuf’un bilgilerine gelince yine aynı soru: Bizim cevabımız da aynı : 01.01.1959…!!!???
Gerçekten öyleydi, Biz bu evde kalmanın ilk şartı; 01.01.1959 doğumlu olmak demiştik…Gerçi sözümüzü tutamadık, sonradan bir tane 01.01.1960, bir de 01.01.1961 doğumlu arkadaş da kaldı evimizde ama bizim için hoş bir anı olarak bir araya gelebildiğimizde (artık pek mümkün olmuyorsa da) bu anıyı, memurun inançsız şaşkınlığını anlatır dururuz.
2018 ve sonraki yılların güzelliklerle geçmesi dileğiyle…