Siyasi parti genel başkanı sıfatını da taşıyan Cumhurbaşkanı’nın yeni yasama yılı açılış konuşmasını okuduktan sonra aynı iki ünvanı üzerinde taşıyan son kişi olan İsmet İnönü, acaba görevi devretmeden önceki son Meclis açılış konuşmasında neler söylemişti diye tutanak dergilerine baktım.
Ülkeyi yeni seçimlere salimen götürme çabalarını sürdüren İnönü, 1 Kasım 1949’da, “Çok partili münakaşa hayatının ilk devirlere mahsus hastalıklarından emniyet içinde geçmeye çalışıyoruz” diyor ve sözlerini sürdürüyor:
“Siyaset hayatımızın içinde bulunduğumuz gelişme devrinde dikkatimizi üzerinde topladığımız prensipleri, sade ve açık şekliyle hülasa etmek isterim.
Birincisi, demokratik rejim, muhalefet müessesesinin emniyet içinde çalışmasına bağlıdır. Kanunlar bunu temin ettiği kadar, bu mefhumun bir tabiî anlayış olarak memlekette yerleşmesi lâzımdır. Bu uğurda gayret ve tahammül göstermek daha ziyade iktidara düşer.
İkincisi, siyasi faaliyetler kanun içinde kalacaktır. Kanun dışına çıkma istidatları kanun içine sokulacaktır. Hususiyle türlü şekil ve tevil altında kanun dışına çıkma teşvikleri ve tertipleri şiddet cereyanları içine kolaylıkla sızar.
Üçüncüsü, vatandaşların birbirinin boğazına sarılmalarına, her halde ve kesin olarak, mâni olmalıyız.
Dördüncüsü, bir dış tehlike karşısında vatandaş birliğini korumak, vatan müdafaasının temel şartıdır. Bunun için memleketin dış politikası üzerinde vatandaşı bilgili ve anlayışlı bulundurmak hususi dikkat ister.”
Partili Cumhurbaşkanlarından Celal Bayar, genel başkanlık görevini Adnan Menderes’e devretmiş, ancak DP bastonunu elinden bırakmamıştı. Onun da 1 Kasım 1959 tarihinde yasama yılını açarken yaptığı konuşmasını okudum.
Bayar, ekonomik kalkınma ve uluslararası ilişkilere üzerinde durmuş, silahsızlanma konusuna özel önem vermiş, Bir de temennisini dile getirmiş:
“İstanbul Boğazı üzerinde köprü inşası, büyük şehrimizin iki yakası arasında, günden güne artan trafik kadar, Avrupa ile Asya kıtaları arasındaki münakalenin gelişmesi bakımından da iktisadi değer taşıyan bir konudur.”
Bayar, konuşmasının sonunda şöyle demiş:
“Millî iradenin tek mümessili olan Yüksek Meclisinizin huzurunda bir kere daha ifade etmek isterim ki, bütün gayretlerimiz, aziz milletimize hizmet edebilmek gayesine yöneltilmiştir.”
Konuşurken, benzeri sesleri içeren sözcükleri aynı cümlede kullanmak zordur, beceri ister, III. Cumhurbaşkanı’nın konuşmasında, “gayretlerimiz” ve “gayesine” sözcüklerinin aynı cümlede olması dikkatimi çekti.
58 yıl aradan sonra partili Cumhurbaşkanın konuşmasında, 10 milletvekili tutuklu olan Meclise “Gelin, Türkiye’nin geleceğini beraber inşa edelim” diye seslenmesi ve ardından “2019 seçimlerinin bu güzel temennileri hayata geçireceğimiz bir dönüm noktası olmasını temenni ediyorum” cümlesini kurması da ilginç geldi.