Ankara Üniversitesi’nden KHK ile ihraç edilen akademisyenler, hukuksuz ihraç kararının kaldırılması için itiraz dilekçelerini Ankara Üniversitesi Rektörlüğüne verdi. A.Ü. Rektörlüğü önünde bir araya gelene akademisyenler adına konuşan Siyasal Bilgiler Fakültesi Eğitim Sen işyeri temsilcisi Dr. Dinçer Demirkent şu açıklamayı yaptı: “Bu itirazlarımızda herhangi bir örgütle ilişkimizin olmadığını akademisyenler olarak söylemek zorunda bırakıldık” dedi. Hiçbir kanıt, hiçbir gerekçe yokken bir engizisyon uygulamasına maruz kaldıklarını belirten Demirkent, “Orta çağ engizisyonu bu cadı avı akademiye karşı yönetilmiştir” diye konuştu.
İtiraz dilekçesi şöyle:
“Ankara Üniversitesi ……..……. Fakültesi/Enstitüsü’nde ……….. bölümünde ………. ünvanıyla görev yapmakta iken; 07.02.2017 tarih ve 29972 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 686 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname Ek 1 sayılı listede (102-103-104) ismimin yer alması sebebiyle başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın kamu görevinden çıkarıldığımı öğrenmiş bulunmaktayım.
Benim FETÖ/PDY ya da devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen herhangi bir yapı, oluşum veya gruplarla hiçbir şekilde irtibatım söz konusu değildir. Somut olarak ne ile suçlandığım bildirilmeden ve tarafıma savunma hakkı tanınmadan görevimden ihraç edilmem, ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve Anayasamızda yer alan hükümlere de aykırıdır.
Bugüne kadar hakkımda örgüt üyeliği ve benzer suçlamalar ile herhangi bir şikâyette bulunulmamıştır. Bahsi geçen suçlamalarla alakalı daha önce hakkımda açılmış bir disiplin soruşturması ya da ceza kovuşturması mevcut değildir.
Bu bağlamda, hiçbir terör örgütüne veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliğim, mensubiyetim, iltisakım yahut bunlarla irtibatım kesinlikle bulunmamakta olup, bu sebeple kamu görevinden çıkarılmama ilişkin işlem açıkça hukuka aykırıdır. Şahsımın herhangi bir örgütle bağlantı içinde bulunduğunu kanıtlayacak nitelikte somut bir delil bulunması mümkün değildir.
Kamu görevinden çıkarılmak, memuriyet hayatında karşılaşılabilecek en ağır yaptırımdır. Hiçbir somut gerekçe bulunmadığı halde bu şekilde bir yaptırımla karşı karşıya bırakılmamdan dolayı, ben ve ailem açısından maddi ve manevi anlamda telafisi imkânsız zararlar söz konusudur. Kişisel ve mesleki itibarım son derece ağır biçimde zedelenmiştir. Yapılan hatanın bir an önce düzeltilerek, kamu görevimden çıkarılmama ilişkin işlemin iptal edilmesini ve göreve başlatılarak mağduriyetimin giderilmesini arz ve talep ederim.”