Alakır Nehrinde yapılan tüm hidro elektrik santraller 2016’da Danıştay kararıyla yasadışı konuma düşmüş olmasına rağmen şirketlerin faaliyetleri sürüyor. Yaşam savunucularına yönelik tehditlere bugün kameralar eklendi.
Antalya Kumluca Alakır vadisinde yaptıkları Bioev’de yaşamlarını sürdüren Birhan Erkutlu ve Tuğba Günal’ın yaşadıkları evin çevresine kameralar yerleştirildi.
https://twitter.com/ALAKIRINSESi adresinden yapılan bilgilendirmede, “Ve şirket kapımızın önüne kameralar yerleştirip bizi gözetlemeye başladı!” dendi.
“Yanımızda aldıkları arazinin kapımıza bakan yerine koca bir direk dikip üzerine de 4 kamera yerleştirdiler. Bunlardan birisi sadece bizim evimize giden yolumuza bir diğeri ise direkt giriş kapımıza bakıyor. Etrafımızdaki arazileri satın alıp anıt ağaç statüsündeki ulu meşeleri yok etmelerinden, kepçe ile kazıp suyumuzu kesmelerinden, hes bekçisinin ‘kolumuzu bacağımızı kırmakla’ tehtidlerinden, gece yarısı sıkılan silahlardan sonra şimdi de kameralarla tacize başladılar. Neden? Alakır’da yok etmeye çalıştıkları canlıların yaşamını korumaya ve yaptıkları hukuksuzlukları bir bir ortaya çıkardığımız için. Yerleştirilen kameraların yönünden niyetin ne olduğu çok açık. Suyumuzun damarını kesip taşıdıkları havuz’u ya da yeni diktikleri zeytin fidanlarını korumak için değildir herhalde.. Gerçi satın aldıkları eski ve yıkık bir değirmene su getiriyoruz gibi gösterip, kaçak olarak dereden aldıkları suyu HES’in can suyunu ölçen cihaza bırakarak “nitelikli dolandırıcılık” yapmalarından tanıyoruz bunları. Soruşturmadan halen bir ses çıkmamış olsa da. Ya da ıssız yol kenarına yaptıkları hayrat’a su getiriyoruz gibi gösterip suyumuzu kesmelerinden, nicelerinden. Kısacası kameraların yönünden anlaşılan yolumuzu, girişimizi ve yaşam alanımızı gözetlemek. “Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu”ndan da öte yine başka suçların gölgesi var bu durumda da; Bizleri tehditten HES bekçisine mahkeme 5 ay hapis cezası verdi aylar önce. Sabıkası olduğu için de ertelemedi. Bu şahıs hapse girmek bir yana her gün bu arazilerde yani burnumuzun dibinde halen dolaşmaya devam ediyor. Suyumuzun kesilmesine ses çıkarmayan, bizlere yönelik bunca tehdide karşı kılını kımıldatmayan ve bu sayede bu mafyavari oluşumları ve hareketlerini iyice kepazelik boyutlarına taşımalarına katkı sağlayan ilgili tüm devlet kurumlarına da ayrıca selamlarımızı yolluyoruz Alakır’dan. Tüm süreç gözler önünde zaten. Kimin yaptığı kimin göz yumduğu. Gözetlenmek sıkıntı olmaz aslında, gözetleyenler biraz insanlık öğrenebileceklerse sonuçta. Savunmasız canlıların yaşamını koruma mücadelesine devam!”