2007 yılında erkek arkadaşı ile gittiği bir Fethiye’deki bir kaplıca tesisinde ikisi çocuk 10 kişinin cinsel saldırına uğrayan B.A’nın şikayetçi olmasına ilişkin başlatılan soruşturmada beraat kararları verilmesine karşı AYM’ye yaptığı başvurunun gerekçeli kararı açıklandı. Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yer alan karara göreAnayasa Mahkemesi, kötü muamele yasağının usul boyutunun ihlal edildiğine karar verdi.
Başvurucu, 10 kişinin cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla Savcılığa başvurmuş ancak Savcılık soruşturma süreci sonunda kovuşturmaya yer olmadığına karar vermişti. Başvurucunun itirazı, 2. Ağır Ceza Mahkemesinin kararlarıyla kesin olarak reddedilmiş, başvurucu verilen kararlara karşı kanun yararına bozma talebinde bulunmuştu. Yargıtay, 2. Ağır Ceza Mahkemesinin kararlarının bozulmasına karar vermişti. Bozma kararı sonrasında Başsavcılığın iddianamesi üzerine yargılamayı yapan Ağır Ceza Mahkemesi tüm sanıkların beraatine karar vermiş ve hüküm Yargıtay tarafından onanarak kesinleşmişti.
Başvurucu, cinsel saldırı suçu işlendiği iddiasıyla yürütülen soruşturmanın etkisiz olması ve yargılama sonucunda sanıkların beraatlerine karar verilmesi nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiğini ileri sürerek Anayasa Mahkemesine başvurmuştu.
Anayasa Mahkemesi kararında, başvurucunun, Başsavcılığa şikâyet dilekçesi sunarken hakkında düzenlenmiş iki raporu da eklediği; özellikle Eğitim ve Araştırma Hastanesinin rapor içeriğinin başvurucunun beyanlarını destekler nitelikte gözüktüğü belirtildi.
AYM’nin gerekçeli kararından bazı bölümler şöyle:
“Somut olay bağlamında Başsavcılık, başvurucunun ifadesinde cinsel saldırı sırasında kamerayla çekim yaptığını belirttiği ve şüpheli sıfatıyla hakkında işlem yaptığı kişilerden sadece M.K.nın evinde yaklaşık dört ay sonra arama yapmış, el konulan bilgisayar, fotoğraf makinesi, CD ve DVD’ler hakkında bilirkişi raporu aldırmıştır. Öte yandan haklarında soruşturma açılan diğer şüphelilerin de evlerinde veya telefonlarında neden bu tarz bir arama yapılmadığı izaha muhtaçtır. Her ne kadar kovuşturma aşamasında olayın tüm faillerinin evlerinde arama ve elkoyma işlemi yapılıp suç konusu olabilecek nitelikte bir görüntü bulunup bulunmadığı konusunda bir araştırma yapılmış ise de yaklaşık üç yıl sonra bu eksikliğin tamamlanmasının soruşturmanın yeteri kadar özenli yürütülmediği gerçeğini değiştirmeyeceği ifade edilmelidir.”
“Diğer taraftan üzerinden aylar geçtikten sonra yapılan şikâyet ve başlatılan soruşturmada ifadeleri büyük öneme sahip potansiyel faillerin birbirlerinden habersiz şekilde dinlenip gerektiğinde beyanları arasındaki çelişkilerin sorularak gerçeğin ortaya çıkarılması yerine başvurucunun beyanlarından soruşturmada kilit konumda olduğu anlaşılan M.K. ve A.N.O.nun diğer şüphelilerden sonra dinlenip soruşturmadaki delillere erişim imkânına sahip olmaları da eleştirilmesi gereken diğer bir husustur.”
“Bunlarla birlikte somut olayda soruşturmaya sekiz ay gecikmeli başlandığı dikkate alındığında kusursuz bir soruşturma yürütülmüş olsaydı dâhi başvurucunun beyanlarını destekler nitelikte delillere ulaşılamayacağı ihtimalini göz ardı etmemek gerekir. Dolayısıyla Başsavcılık aşamasında birtakım delillerin geç toplanması veya hiç toplanmamış olmasının sonuca etkisi olmayabilir. Ne var ki etkili soruşturma yapma zorunluluğu uygun araçların kullanılması yükümlülüğüne ilişkin olup soruşturmadan çıkan sonuçtan bağımsızdır.”
“Sonuç itibarıyla yukarıda izah edilen birtakım eksiklikler veya gecikmeler nedeniyle yürütülen soruşturmada gerekli özenin gösterilmediği değerlendirilmiştir.”
“Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kötü muamele yasağının usul boyutunun ihlal edildiğine karar vermiştir.”