“Müthiş bir çığlık, kadın çığlığı… Sonra korkunç bir sessizlik. Evet ölüm sessizliği… Kısa sürüyor.”
“Bu Kaçıncı Öldürülüşüm Hain.”
“Oysa benim önceki Sivas’a gelişlerimde meyhaneler, içkili lokantalar, otellerin içkili restoranları dolu olurdu. Bizim masamızda, benim solumda, ertesi gün (2 Temmuz) Madımak Oteli’nde yakılarak öldürülecek olan Behçet Aysan vardı.”
“Sevgili Metin Altıok masada, tam karşımdaydı. O masada önceden tanıdığım tek kişi olarak salt onu unutmuyorum. İnsan, biraz sonrasını bile bilemiyor. Sevgili Metin Altıok’un, 20 saat sonra Madımak Oteli’nde canlı canlı yakılacağını, ama ölmeyeceğini, hastaneye kaldırılıp iki- üç gün daha acılar çekerek kıvrandıktan sonra, gericilerin 37’nci kurbanı olarak öleceğini nasıl bilebilir.”
“Merdivenlerde savunma örgütlenmesi. Bir saldırı püskürtüldü. Şeriat. Aziz’e mezar olacak.”
“Odada kadınlar, başlarını elleri arasına almışlar.”
“Askerlerin kalkanları, candarma kalkanları. Artıyor. Kalkana filan benzemiyor. Cevat Geray ve karısı beni kaçırmaya çalışıyorlar. Sanıyorum ki onlar, salt benim için bu saldırının yapıldığına içtenlikle inanıyorlar. Ben kaçıp gitsem kurtulacaklarını sanıyorlar. Böyle de düşünmekte haklılar. Çünkü ‘Aziz Nesin’e mezar olacak’ diye bağırıyorlar. Ben de onlara, ‘Sizi bırakıp kaçamam’ diyorum. Bıraksam da, bırakmasam da kaçamam. Ben olmasam kurtulacakları umudu var onlarda.”
“Ben bu devletin nasıl devlet olduğunu bilmeme karşın, hâlâ içimde şöyle ya da böyle bir devletin bulunduğu umudu ve inancı var. Bu yüzden nasıl olsa kurtulacağımıza inanıyorum. Uluç Gürkan valiye telefon açıyor: Bizi buradan aldırtın, aldırtabilirsiniz… Müthiş bir çığlık, kadın çığlığı… Sonra korkunç bir sessizlik. Evet ölüm sessizliği… Kısa sürüyor.”
Bu satırlar, Aziz Nesin’in madımak katliamı sırasında saldırılar başladıktan sonra hissettiklerini anlatıyor. Aziz Nesin’in kurucusu olduğu Nesin Vakfı, Aziz Nesin’in arşivindeki Madımak katliamına dair tuttuğu notları yayımladı. Notları Taraf gazetesinden Tunca Öğreten haberleştirdi.