Barış İçin Akademisyenlerin açıklamasını “hazımsızlıkla” karşılayanlar kervanına Abdullah Gül Üniversitesi’nin ardından Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi yöneticileri de katıldı. Bildiriye imza atan akademisyenlere soruşturma açılacağı duyuruldu. OMÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Akan, devletin katliam yaptığı ve ona benzer cümleler kullanılmasından dolayı ilgili dekanlıklara soruşturma açılması yönünde talimat verdiklerini kaydetti. Akan’ın bilimsel(!) değerlendirmesi şöyle oldu: “Kolay sahip olmadığımız, geçmişte çok ciddi fedakarlıklarla elde edilen bir devleti katliam yapmakla suçlamak bu ülke vatandaşına yakışmıyor. Bunu ancak bu ülkeden ve bu milletten olmayan başka ülkenin vatandaşı yapabilir. Dolayısıyla bu haliyle çok ağır bir suçlama. İnsan haklarını önceleyen bir bildiri değil, burada amaç devleti ağır şekilde suçlayan bir açıklama. Bu açıklama akademik olmadığı gibi insani bir yanı da yoktur.”
Üniversitenin Rektör adaylarından OMÜ Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kenan Erzurumlu ise yapılan açıklamanın, tek kelime ile halt etmek olduğunu belirten bilimsel (!) bir açıklama yaptı. “Türkiye Cumhuriyeti Devleti sayesinde bir yerlere gelen kişiler, ekmek yedikleri kapıyı küfletmişlerdir. Öte yandan, altı öğretim üyesinden dördü İktisadi İdari Bilimler Fakültesi’nde görevli olup, bu kişiler Hüseyin Akan’ın döneminde istihdam edilmişlerdir. Atamalarını yapan rektör ve yönetim sorumludur. Her devletin kendini müdafaa hakkı vardır. Bu hak kutsaldır. Bu hakka dayanarak, Kızıl Rudi, Beider Meinhoff grubu, İtalya’daki terörist çeteler yok edilmişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti devleti gereğinden çok fazla sabır göstermiştir. Bu konuda devlete yönelik yapılabilecek eleştiri, çok geç kalındığı ve planlama ile hazırlık safhasında iken neden önlemini almadığı şeklinde olabilir. Öte yandan Güneydoğu’da aylardır süren düşük yoğunluklu savaş ortamı da devletin zaafiyetine sebep olmaktadır. Bu sebeple Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yapması gereken, kendini yıkmaya çalışanlara karşı acımasızca tedbirler almasıdır. Bu öğretim üyeleri Almanya’da, İngiltere’de, Fransa’da, ABD’de olsalardı anında üniversite kapısının önüne konur ve dahası, yıkıcı terör faaliyetine destek vermekten içeri alınırlardı” dedi.
Rektör adaylarından Yabancı Diller Yüksekokul Müdürü Prof. Dr. Kaya Tuncer Çağlayan da “Akademisyen arkadaşlarımızın yapmış oldukları açıklama ülkemizin menfaatine aykırı bölücü terör zihniyetini meşrulaştırıcı, Türkiye’ye dönük tehditleri kuvvetlendirici bir açıklama olmuştur. Bir akademisyen ve rektör adayı olarak bu açıklamayı yapanları esefle kınıyorum” dedi. Çağlayan sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye Cumhuriyeti Devleti bütün kurum ve kuruluşlarıyla kendisine dönük bölücü terör tehdidi karşısında tek yürek olması gerektiği bir zamanda akademisyen sıfatını taşıyan arkadaşların bu hassasiyeti taşımamaları beni üzdüğü gibi üniversitemizin geleceği adına da kaygılandırmıştır. Üniversiteler farklı fikirlerin bir arada yaşayabilmesi gereken ortamlardır. Ancak farklı fikirler ülkemizin milli menfaatleri söz konusu olduğunda tek çatı altında toplanabilme olgunluğunu gösterebilmelidir.”