Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi üyeleri ve hekimler, evleri basılarak gözaltına alındı.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Afrin harekatına karşı barış talep ettikleri için “terör seviciler” dediği Türk Tabipleri Birliği’nin üye ve yöneticilerine sabah saatlerinde ev baskınları düzenlendi. Ayrıca TTB Genel Merkezine de baskın düzenlenip arama yapıldı.
Evrensel’in haberine göre, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada, “Başsavcılığımızca Türk Tabibler Birliği yetkilileri hakkında 3713 sayılı kanun uyarınca yapılmakta olan soruşturma kapsamında 11 yönetici hakkında gözaltı kararı verilmiş olup , Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi görevlilerince yasal işlemler bu sabah itibarıyla başlatılmıştır. Ankara merkezli 8 ilde gözaltı, arama ve el koyma işlemlerine devam edilmektedir” denildi.
Evleri polis tarafından basılıp, arama yapılan TTB üye ve yöneticileri şöyle: TTB Merkez Konseyi Başkanı Raşit Tükel, Merkez Konsey üyeleri, Sezai Berber, Sinan Adıyaman, Selma Güngör, Şeyhmus Gökalp, Hande Arpat, Ayfer Horasan, Taner Gören, Funda Obuz, Yaşar Ulutaş, Nazım Yılmaz.
Listede yer alan isimlerle ilgili 7 günlük gözaltı kararı bulunduğu belirtildi. TTB Başkanı Raşit Tükel, gözaltına alındıktan sonra polis nezaretinde Çap Tıp fakültesine götürüldü.
Polisin binaya giriş çıkışları kapattığı TTB’de aramalar sürerken KESK Eş Genel Başkanları Aysun Gezen ve Mehmet Bozgeyik, SES Eş Genel Başkanları Gönül Erden ve İbrahim Kara, TMMOB Başkanı Emin Koramaz, CHP Milletvekilleri Ali Şeker, Orhan Sarıbal, Şenal Sarıhan ve Selin Sayek Böke kurum önüne geldi.
TTB, Afrin operasyonuna dair yaptığı “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” başlıklı açıklamada “Her çatışma, her savaş; fiziksel, ruhsal, sosyal ve çevresel sağlık açısından onarılmaz sorunlara yol açarak büyük bir insani dramı da beraberinde getirir” demişti.
TTB’nin açıklaması şöyleydi:
“Biz hekimler uyarıyoruz:
Savaş, doğada ve insanda tahribat yapan, toplumsal yaşamı tehdit eden, insan eliyle yaratılan bir halk sağlığı sorunudur.
Her çatışma, her savaş; fiziksel, ruhsal, sosyal ve çevresel sağlık açısından onarılmaz sorunlara yol açarak büyük bir insani dramı da beraberinde getirir.
Yaşatmaya ant içmiş bir mesleğin mensupları olarak, yaşamı savunmanın, barış iklimine sahip çıkmanın birincil görevimiz olduğunu aklımızdan çıkarmıyoruz.
Savaşla baş etmenin yolu, adil, demokratik, eşitlikçi, özgür ve barışçıl bir yaşam kurmak ve bunu sürekli kılmaktır.
Savaşa hayır, barış hemen şimdi!”