Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS), “Eğitimin, okulların, öğretmen ve öğrencilerin içinde bulunduğu durumun düzeltilmesi konusunda yönetimi uyarmak için” İLK-SEN ile birlikte, 15-18 Aralık 1969 tarihleri arasında 4 günlük büyük öğretmen boykotunu gerçekleştirir. Boykota bütün Türkiye’de öğretmenler büyük bir katılımla destek vermiştir. Ülke tarihinde ilk kez gerçekleşen büyük öğretmen boykotu, Hükümetin bütün tehditlerine karşın başarıyla yerine getirilmiştir.
Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) Genel Başkanı Fakir Baykurt, grev öncesi günleri, grevin uygulanmasını ve sonuçlarını, Özyaşam’ın 5. cildi olan “Bir TÖS Vardı” da ayrıntılı olarak anlatmıştır. O günlerde, sürgün edildiği, Gaziantep-Fevzipaşa Ortaokulu öğretmenliğini sürdüren Fakir Baykurt, TÖS Yönetim Kurulu’nun çağrısı ile Ankara’ya gelir. Evine bile gitmeden Yönetim Kurulu toplantısına katılır. İLK-SEN’in de greve katılımını sağlamak için görüşmelerin yapılmasını, Sendikanın Hukuk Bürosu ile Bilim Danışma Kurulu’nu da toplantıya çağırır. Yönetim Kurulu’ndaki arkadaşlarının “Yahu başkan, sen de çok ölçüyorsun!” sözlerini şöyle yanıtlar:
“Anamız babamız boykot yapmadı. Danışıyorum, danışan dağ aşmış, danışmayan düz ovada şaşmış…”
Sendikanın çağrısı üzerine, Bilim Danışma Kurulu ve Hukuk Bürosunun avukatları mendika binasına gelirler. TÖS binasına ilk gelenler Alpaslan Işıklı ile birlikte Cahit Talas’tır. Sonra hiç yanından ayırmadığı Cevat Geray ile birlikte Fehmi Yavuz gelir. Sonra, Bahri Savcı ile Mümtaz Soysal ve Muammer Aksoy gelir. Hamdi Konur, Muammer Uygur, Osman Nuri Koçtürk ve Hürrem Armen ve Rıfat Kelecioğlu’nun gelmesiyle toplantı başlar. Fakir Baykurt, “öğretmenleri durdurmak artık mümkün değil. Biz bir yola giriyoruz Biz karar vermek zorundayız. Ne yapacağımızı tam olarak bilmiyoruz. Bize yol gösterin!” diyerek toplantıyı açar.
Fehmi Yavuz gülerek ilk sözü alır: “Siz kararınızı vermişsiniz, ona giysi arıyorsunuz…Yapacaksınız, ama nasıl yapacaksınız? Biraz sonucu olacak elbet. Onları göze alıyorsanız yapacaksınız…”
Fehmi Yavuz’dan sonra konuşan Cahit Talas’tır. “Yaparsanız üç gün yeter, uzun tutmayın. Deneyiminiz yok, çözülürsünüz, hoş olmaz.”
Muammer Aksoy söz alarak şunları söyler: “Yapın ama bunun bir işbırakımı olmadığını, yönetimi uyarma boykotu olduğunu belirtin. Bu önemli. Çok açık belirtin burasını!”
Mümtaz Soysal, yürürlükteki Anayasa’nın grev hakkını yasaklamadığını, başlangıç bölümü, demokratik, sosyal, hukuk devleti nitelemesinin kamu emekçilerine de grev hakkını tanıdığını ifade eder. Kasıt açısından ” yönetimi uyarma boykotu” olduğu belirtilmeli ve üç gün yapılmalı diyerek sözlerini tamamlar. Bahri Savcı, Mümtaz Soysal’ın sözlerini destekler ve ” Belki böylece grev hakkını yasakladığı düşünülen maddelerin Anayasa Mahkemesi’ne gitmesi sağlanabilir.” der.
Fehmi Yavuz yeniden söz alarak, “Anlaşıldığı kadarıyla fazla vakit kalmamış. Öğretmenliği birkaç yıl ben de yaptım. Ama sizin gibi yapamadım ne yazık. Bugün öğretmen olsam boykota giderdim” der.
Fakir Baykurt, anılarında; “Sizlerin çoğunuz TÖS üyesisiniz. Sendikamız karar alıp çağırınca zaten yapacaksınız. Yapmazsanız, üyelikleriniz tartışma konusu olur!” dediğini ve gülerek hepsini uğurladığını ifade edecektir.
TÖS’nın Büyük Öğretmen Boykotu, öğretmenlerin ve emekçilerin mücadele tarihinin şanlı bir sayfası olarak tarihe geçmiştir. Bu eylemi örgütleyen, düşünceleri ile katkı veren, boykota büyük katılım sağlayan öğretmenleri ve destekleyenleri saygı ile anarak, öğretmenlerin ve emekçilerin grevli-toplu sözleşmeli sendikal hak ve özgürlük mücadelesine örnek olduğunu belirtelim.