CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, Türkiye’nin bekasına, birlik ve beraberliğine zarar gelmesini istemeyen, hukuk devletinin yok edilerek adaletin birkaç kişinin iki dudağı arasında hapsedilmesinin toplumu çökerteceğini gören tüm duyarlı yurtsever insanları; faşist ve otoriter yönetim anlayışının ülkeyi giderek yalnızlaştırmasına tepki gösterecek tüm demokratları tavır almaya çağırdı. Koç, “Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri en kritik tartışma noktalarından birine geldi.” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Koç’un Merkez Yönetim Kurulu toplantısı sonrası yaptığı basın açıklamasından bazı bölümler şöyle:
“Çeşitli iktidar yetkilileri de zaman zaman bu kamu spotu gibi “kandırıldık ey halkım unutma bizi” tarzından açıklamalar yapıyorlar daha önceki icraatlarıyla ilgili. Türkiye’yi bugün getirdikleri noktada sorumluluklarını unutturmak için, sorumluluklarını gözardı ettirtmek için adeta “kandırıldık ey halkım unutma bizi” kamu spotlarına devam ediyorlar. Tabi çoğu akla ziyan açıklamalar bunların.”
“Bizim sorduğumuz şu; 15 Temmuz’a Türkiye nasıl geldi? 15 Temmuz’a gelirken bu yolun taşları nasıl döşendi, hangi ortaklıklarla döşendi, kimler tarafından döşendi, kimlerin göz kapatmasıyla döşendi, kimlerin siyasi müsaadesiyle döşendi, kimlerin siyasi çıkar beklentileriyle döşendi? Biz bunları soruyoruz.”
“Bir korku toplumu oluşturuldu 15 Temmuz’dan sonra. İnsanlar düşüncelerini ifade edemez hale getirildi. Bu yetmedi toplumsal baskı, siyasi baskı öyle arttı ki, ticaret yapıyorsa ticari alandaki baskı. Bir sendikacıysa bir STK temsilcisiyse o alandaki baskı. İnsanların üzerine öyle karanlık çöktü ki, düşünce ifade edememe yavaş yavaş taraf olarak belirme zorunluluğuna dönüştü.”
“Açık söyleyelim Türkiye’yi bölünmeye götürebilecek bir anayasa tartışmasına giriyoruz. Hangi ortamda? Olağanüstü Hal ortamında. Hangi ortamda? Demokrasinin kısıtlandığı ortamda. Hangi ortamda? İnsanların zorla yandaş hale getirildikleri ortamda. Hangi ortamda? Haksız tutuklamaların, gözaltıların, düzmece, kurgu davaların gündeme getirilip insanların hapsedildikleri ortamda. Hangi ortamda? İnsanların önceden hazırlanmış listelerle işinden, gücünden, evinden, barkından edildikleri bir ortamda. Ne tartışıyoruz? Türkiye’nin geleceğini tartışıyoruz. Ne tartışıyoruz? Türkiye’nin bekasını tartışıyoruz. Türkiye’nin bölünüp bölünmeme sorununu tartışıyoruz. Bu kadar ciddi bir sorunu böyle bir ortamda tartışıyoruz.”
“Cumhuriyet Halk Partisi parlamento içinde mücadelesine devam ederken olağanüstü hal uygulamasının tüm kısıtlamalarına rağmen sokakta da siyasi görevine devam edecek. 3 Aralık’ta bu meyanda Adana’da ‘Türkiye’yi Böldürtmeyeceğiz’ mitinglerinin ilki büyük bir katılımla 3 Aralık Cumartesi günü yapılacak. Bundan sonra halkımızı da her alanda elimizdeki imkânlarla, her türlü baskıya, kısıtlamaya, çarpıtmaya rağmen bilgilendirmeye devam edeceğiz. Umut ve tüm beklentimiz Türkiye’nin birlikte, bütün olarak tarih önünde tüm sınavları verdiği gibi bu ciddi sınavı da geçerek tarih önünde bir ve bütün, bekasını koruyarak yolculuğuna devam etmesi.”