Cumhuriyet Halk Partisi Bilim Platformu çeşitli konulara ilişkin politika notları hazırlamayı sürdürüyor. Bugün açıklanan “Üniversitelerde Yaprak Dökümü ve Akademik Yıkım” başlıklı politika notunda, üniversitelerin durumu gözler önüne serildi.
AKP’nin yanlış yükseköğretim politikalar sonucunda, üniversitelerin dünya sıralamalarında hızlı bir gerileme dönemine girdiğine dikkat çekilen notta, “En saygın üniversite sıralama kuruluşlarından QS World University Ranking ve ARWU World University Ranking’in (Shanghai Ranking) hazırladığı listelere göre 2018 yılı itibarıyla üniversitelerimiz ilk 400 üniversite arasında kendilerine yer bulamamaktadır. Times Higher Education University Ranking’in hazırladığı listede ise 2019 yılı itibarıyla ilk 350 üniversite arasında hiçbir üniversitemiz yer alamazken, ilk 500’de de devlet üniversitemiz bulunmamaktadır. Oysa 2015 yılında, Orta Doğu Teknik Üniversitesi aynı listede 85. sırada, Boğaziçi Üniversitesi ise 139. Sırada yer almıştır. İstanbul Teknik, Sabancı, Bilkent ve Koç Üniversiteleri ise ilk 350 üniversite arasına girmiştir” dendi.
2019 yılında bütçeden üniversitelere ayrılan payın bir önceki yıla göre yüzde 42 azaldığına vurgu yapılan notta, AB desteklerinde, otoriterleşmeden dolayı 147 milyon avro kesinti yapıldığı belirtildi
AKP iktidarında yayın ve atıf sayılarında kısmi bir artış yaşandığının belirtildiği politika notunda, “Ancak bu artış Türkiye’nin uluslararası arenada rakibi olarak görebileceğimiz ülkelerle kıyaslandığında yeterli değildir. Örneğin İran, 2002 yılında atıf yapılabilir yayın sırasında Türkiye’nin 18 sıra gerisindeyken, bugün 4 sıra önüne geçmiştir. Araştırma ve bilimsel bilgi üretiminin gerçek göstergesi olan uluslararası yayınlara bakıldığında ise tablo daha karamsardır. Bilim Akademisi’nin, Akademik Özgürlükler Raporu’na göre 2016-2017 yılları arasında yapılan Türkiye menşeli yabancı yayınlarda; bütün alanlar için ortalama %28 azalma görülmektedir. En büyük düşüş %44 ile sosyal bilimler ve %36 ile tıp yayınlarında yaşanmıştır” dendi.
Üniversitelerdeki bu çöküşün temel sorumlusunun, AKP’nin otoriter tek adam rejiminin yanlış yükseköğretim politikaları olduğuna dikkat çekilen notta, “Saray rejimi, üniversiteleri ele geçirilecek, iktidara tabi kılınacak kurumlar olarak görmektedir. Bu anlayışın izdüşümü olarak 17 yıllık AKP iktidarında bilimsel bilgi üretimi için vazgeçilmez olan özgürlük ortamı yok edilmiş, üniversitelerin akademik, idari ve mali özerklikleri tamamen ortadan kaldırılmıştır. Üniversitelerde giderek artan bir biçimde siyasal tasfiye ve kadrolaşma süreci yürütülmüştür. Siyasi kayırmacılık ve liyakatsizlik norm haline gelmiştir” ifadeleri yer aldı.
“KHK ile ihraç edilen akademisyenlerden 400’ü aşkını, “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisine imza attıkları için görevlerine son verilen ‘Barış İçin Akademisyenler’dir” denilen notta, bu konuda şu değerlendirmeler yapıldı: “15 Temmuz darbe girişimi ile ilgileri olmadığı halde, ihraç edilen imzacı bilim insanlarından bazıları şafak baskınları ile gözaltına alınmış, bazıları ise keyfi biçimde aylarca tutuklu kalmıştır. Yargı süreci işletilmeden, idari ve siyasi tasarruflarla ihraç edilen ve pasaportlarına el konularak seyahat özgürlükleri kısıtlanan Barış İçin Akademisyenler’in haklarını aramaları da uzun süre engellenmiştir. Bu bilim insanlarından bazıları ise Anayasa’ya aykırı ve adil olmayan yargılama süreçleri sonucunda mahkûm edilmişlerdir.”
Yaşanan haksızlıklardan dolayı akademik camiada derin bir moral ve motivasyon kaybı yaşandığına vurgu yapılan notta, “Akademisyenler mesleklerine ve hukuk devletine olan inançlarını kaybetme noktasına gelmiştir” dendi.
Notun tamamı: f7532e7672d84adf8e16c839fa22f2a4