Eğitim Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca, üniversitelerde yaşanan ihraçlara tepki göstererek bu kıyımın sorumlularını hesap vereceğini söyledi. Ankara Üniversitesi Rektörü Erkan İbiş’in girişimlerine dikkat çeken Karaca haksız ve hukuksuz ihraçlarda ilk sırayı Ankara Üniversitesi almış, üniversitenin köklü fakültelerinde adeta akademisyen kıyımı yaşanmıştır. 1 Eylül’den bugüne kadar sadece Ankara Üniversitesi’nden ihraç edilen üye sayımız 73 olmuştur” dedi.
Açıklamanı tamamı şöyle:
“Hükümetin makbul görmediği yüz bini aşkın kamu görevlisi, savunma hakları ellerinden alınarak, haklarında hiçbir somut ve hukuki delil ileri sürülmeden, tamamen keyfi biçimde ihraç edildi, on binlercesi açığa alındı.
Artık en temel demokratik hak ve özgürlüklerin kullanımına dahi izin vermeyenlerin, OHAL’i kendi hukuksuzluklarına kalkan yapanların, padişah fermanlarını aratmayan KHK’lar ile neyi amaçladıkları gün yüzüne çıkmıştır. Amaçlarının darbeyle mücadele etmek olmadığı, aksine kendilerine itaat etmeyen herkesi, politikalarını eleştiren, kendilerine muhalefet eden herkesi zorla, zorbalıkla hizaya getirmeye çalışmak, sindirmek, susturmak olduğu şüphe götürmezdir.
Son yayınlanan 686 sayılı KHK ile üniversitelerde tahribat gücü geçmiş dönemdekilerle kıyaslanamayacak bir tasfiye yaşanmıştır. 15 Temmuzdan bugüne üniversitelerde görev yapan 4834 akademisyen, 1096 idari ve teknik personel ihraç edilmiştir. Söz konusu ihraçlara 257 akademisyen, 9 idari ve teknik personel üyemiz de dahil edilmiştir. Milli Eğitim bünyesinde görev yapan üyelerimizden ise 1223 arkadaşımız ihraç edilmiş, böylelikle ihraç edilen üye sayımız toplamda 1489 olmuştur.
Özellikle belirtmek isteriz ki, haksız ve hukuksuz ihraçlarda ilk sırayı Ankara Üniversitesi almış, üniversitenin köklü fakültelerinde adeta akademisyen kıyımı yaşanmıştır. 1 Eylül’den bugüne kadar sadece Ankara Üniversitesi’nden ihraç edilen üye sayımız 73 olmuştur.
Belli ki Ankara Üniversitesi yönetimi ve özellikle de Rektör Erkan İbiş, usta bir illüzyonist gibi hareket etmeye çalışmaktadır. Toplumun, öğrencilerinin gözleri önünde bugüne kadar barış, demokrasi, eşitlik ve özgürlük gibi evrensel değerleri savunan, emek mücadelesinde saf tutan akademisyenleri “suçlu” göstermek istemektedir.
Rektör Erkan İbiş, sadece bununla da yetinmemektedir. Yıllarca çalıştığı kurumda emek vermiş akademisyenlerin üniversiteye girişini engellemek için de elinden geleni ardına koymamış, adeta üniversitenin anahtarını polise teslim etmiştir. Ders verecek öğretim üyesinin kalmadığı bölümlerde, kurumun duayen isimleri haline gelen emekli akademisyenlerin dahi ders vermesi engellenmiştir.
Cumhuriyet tarihimizle neredeyse yaşıt olan Ankara Üniversitesi’nde öğrencilerin eğitim hakkını gasp etmeye kadar giden bu uygulamalar göstermektedir ki Rektörlüğün asıl hedefi, eleştirel, özgür düşünceyi ortadan kaldırmak, üniversiteyi tamamıyla siyasi iktidarın emrine tahsis etmektir. Dolayısıyla Rektör Erkan İbiş, bir bilim insanı gibi değil, bir partinin militanı gibi hareket etmektedir.
Adı türlü yolsuzluk iddialarına karışmış, bu iddialara cevap vermek yerine haberleri yayından kaldırtmış bir Rektörün; eleştiriden, eşitlikten, haktan, hakkaniyetten, demokrasiden, özgürlüklerden yana değil de kendisine dokunulmazlık zırhı kazandıracak iktidar ilişkilerinden yana tavır alması anlaşılırdır. Ancak anlaşılmaz olan, bu devranın hiç değişmeyeceğine olan inanç ve er ya da geç yargı önünde hesap sorulacağının unutulmasıdır!
Eğitim Sen olarak belirtmek isteriz ki polis postalları altında çiğnenen cübbeleri oradan alarak emek, barış ve demokrasi mücadelemizin bayrağı haline getireceğimizden kimsenin kuşkusu olmamalıdır. Hukuksuzca ihraç edilen ya da açığa alınan tüm üyelerimizle birbirimize kenetleneceğimiz, hiç birini yalnız bırakmayacağımız ve bu adaletsizlik son bulana kadar mücadelemize kararlılıkla devam edeceğimiz bilinmelidir.”