M. Gezen-M. Akpınar olayının gösterdiği gibi,CB Erdoğan’ın “alınganlık” gösterip ortamı sürekli germesi ve kutuplaştırması, AKP destekçileri dahil, toplumun bütün kesimlerini çökertiyor. Ülkeyi göçürüyor.
CB Erdoğan’ın bu zorlama taktiği uygulama sebepleri fazlasıyla malum. En başta, korkan her iktidarın yaptığı gibi, insanların ödünü koparıp otoriteye sığınmaya zorlamak. Sonra, gittikçe batağa gömülen ortamda ‘cambaza bak!’ deyipçok şeyin üstünü örtmek. Son günlerden bikaç örnek:
YSK’nin, aynı zamanda CB olduğu gerekçesiyle AKP Genel Başkanı Erdoğan’ı bu sefer de seçim yasaklarından bağışık tutması. Karşılığında da, YSK üyelerinin görev süresinin, trafik cezalarıyla ilgili torba yasayla 1 yıl uzatılması. Anayasa’nın 94. maddesinin açık hükmüne rağmen B. Yıldırım’ın, TBMM Başkanlığından istifa etmeden İBB Başkanlığına aday olabilmesi. Açıklanan “zamlı” 2019 asgari ücretinin, dolar cinsinden hesaplandığında 2016 düzeyinin altında kalması. 2018’de elektriğe toplam % 31, doğalgaza da toplam % 27,7 zam yapılmış olduğu için elektrik ve doğalgazda % 10 “müjdesi”nin tam bir seçim oltası teşkil etmesi.
***
Çökertmelere geçelim. Yine bikaç örnek:
Hukuku ve Yargı’yı çökertiyor. Kendisi,adı sanı ilan edilmiş muhaliflerine alenen hakaret ettiği zaman Yargı ya “matufiyet yoktur” yahut da “ifade özgürlüğü vardır” diye beraat veriyor. Ama insanlar gözünün üstünde kaşın var diyesi olduklarında “CB’na hakaret” denip derhal gözaltı, tutuklama, hapis.
CB Erdoğan bu konuda öyle emin ki, son olarak CHP Milletvekili Özgür Özel’in hesabını Yargı’ya bırakmadan bizzat kesti: “Bunlara gerekli dersleri yargıda vermek zorundayız. Önce tazminat, ardından ceza”.Oysa, “yargıyı etkilemek” suç (TCK Md. 277 ve 288).
Malum, Yargı gerçekten kötü durumda. Ama diğer yandan da gerçekten zor durumda. Tek Adam’ın taleplerine uymasa yani hukuku bükmese, TCK 299’u AYM’ye gönderen Karşıyaka Hakimi Murat Aydın gibioradan oraya sürülüyor ve emekliye zorlanıyor. Uyup da bükecek olsa, değneğin o ucu da çok tehlikeli: a)Meslekleri hukuk uygulamak olan bu insanların duçar olacağı vicdani ve ahlaki büyük çöküş; b) “Dün”AKP yönetiminde kartal olan Fethullahçıların yarattığı hukuk rezaletlerine alet olan Yargı mensuplarının bugün AKP yönetiminde çok ağır cezalara çarptırılmakta oluşlarının işaret ettiği, “Yarın”ın ne getireceği muamması…
***
Milletin yarısının rol modeli olan CB Erdoğan, gençlere “Tatlı sözlü, zarif olun” diye öğüt veriyor.Ama değil bir cumhurbaşkanının, sokaktan geçenin ağzından işitseniz çok tedirgin olacağınız şeyleri her nutkunda pat pat söylüyor.
Türkiye Gençlik Vakfı genel kurulunda “Yere yıktığın düşmanını tekmeleme!” diyor ki, sadece Can Dündar olayını hatırlamak yeterli. Eşi Emine Erdoğan konuşuyor: “’Adalet olmayınca bir yerde, insan düşer her derde’ demiş atalarımız. Doğru yolun pusulası adalettir” diyor. Elhak doğru!
CB Erdoğan, “Yalanı leblebi çekirdek yer gibi yiyenler var” diyor.Ama yine “Camiye bira soktular”diyor. Dış politikada ilan ediyor:“Arap ve Kürt kardeşlerimizin özgürlüğü için Suriye’deyiz”.“Suriye” deyince, unutmadan:Tek Adam Rejimi bu konuda da,“Her türlü savaş propagandası yasaktır” diyen BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi Md. 20’yi ve ayrıcaTC Anayasası Md. 90/5’i ihlal ediyor.
Tek Adam Rejimi kendi üslubunu her yere bulaştırıyor. Sanatçılara bile. Son olarak, “Yandım yandım” şarkısını Bodrum için yazdığını 20 yıl önce söylemiş olan Mazhar Alanson gibi birinin, şimdi “Medine’de Kâbe için yazmıştım”a dönüşmesinden bahsediyorum.
***
Bunlara yol açan zorlama alınganlıkları çok iyi anlıyoruz. Ama, 40’ların sonu ile 50’lerin başında ABD’de ne kadar aydın varsa komünisttir diye tutuklatan ve işten attıran McCarthycilik işin suyunu çıkartmak yüzünden nasıl kendi kendini ebediyen tasfiye ettiyse, Tek Adam Rejimi’nin bu inanılmaz aşırılıkları da öyle sonuç verecek.
Verecek de, ABD’nin aksine bizde amortisör kurumlar oluşmadığı için,yıllardır yapılanlar Türkiye için fazla tahrip edici oluyor.