Şengal katliamının 4. yılında kadınlar Diyarbakır’da eylem yaptı. Gazeteduvar’dan vecdi Erbay’ın haberine göre, Sanat Sokağı’nda gerçekleşen eylemde yapılan açıklamada “Soykırım ve kadın kırımı bir insanlık suçudur; suçlular hesap verene kadar adalet arayışımız son bulmayacaktır” denildi.
Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu, TJA ve DAKP üyelerinin yanı sıra HDP Diyarbakır il yöneticilerinin de katıldığı eylemde Êzidî kadınların yaşadığı sorunlara dikkat çekildi.
Açıklamada, yetmiş üç fermanı sığdıran Êzidîlerin tarihlerinde 73 fermana maruz kaldıkları hatırlatıldı: “Dört yıl önce binlerce kadın ve çocuk radikal cihadist çete örgütü IŞİD tarafından kaçırıldı; köle pazarlarında satıldı ve halen sayılarının üç bin civarında olduğunu bildiğimiz kadın ve çocukların akıbeti bilinmiyor. Aradan geçen dört yılda başta Ortadoğu olmak üzere savaşın ve silahlı çatışmaların ilk ganimeti görülen kadınlar arasında yine Şengal’in gerçek sahipleri Êzidîler gelmektedir.”
Açıklamada, Êzidî kadınların IŞİD tarafından “savaş ganimeti” görülerek Arap ülkelerindeki şeyhlere satılması, sistematik cinsel saldırıya maruz bırakılması ya da öldürülerek toplu mezarlara gömülmesi, Êzidî kadın kırımına da yol açtığı belirtildi. Ancak Êzidî kadınların, Şengal soykırımının ardından susmak, sessizliğe gömülmek, yaşananları kader olarak görmek, kendilerini ölüme yatırmak yerine, direnişi, özgürleşmeyi, doğup büyüdükleri toprakları canları pahasına savunmayı seçerek kendi Kadın Meclis’lerini oluşturdukları ve özgüçlerine sarılarak aslında yaralarını sarmaya gayret ettikleri vurgulandı.
Açıklama son olarak “IŞİD adlı çete yapılanmasının elinde tek bir kadın kalana kadar hiçbirimiz özgür değiliz. Soykırım ve kadın kırımı bir insanlık suçudur; suçlular hesap verene kadar adalet arayışımız son bulmayacaktır. Tarihin karanlık sayfalarına geçen 3 Ağustos, ‘Kadın Kırımı ve Soykırıma karşı Uluslararası Eylem Günü’ olarak kabul edilene kadar mücadelemizi alanlarda, uluslararası mecralarda, ulusal üstü yargı mekanizmaları nezdinde sürdüreceğiz. Unutulmasın ki, hesabı sorulmamış kıyımlar, yenilerinin habercisi olabilir.” dendi.