Başak Kültür ve Sanat Vakfı olarak yıllardır yapmış olduğumuz tüm çalışmalarda ve katılmış olduğumuz tüm etkinliklerde, kadına yönelik şiddetin ataerkil zihniyet temelinden geliştiğini deşifre etmeye çalıştık, bu zihniyetin aynı zamanda sistemin (devletin) ana lokomotifi olduğunu ve her an bu şiddet kültürünü tüm kurumlarıyla yeniden ürettiğini dilimiz döndüğünce paylaşmaya çalıştık, çalışıyoruz ve bundan sonra da çalışmaya devam edeceğiz.
Özgecan’ın yaşadığı vahşet, diğerlerinde olduğu gibi hepimizi derinden yaraladı, bu acıların, zor şartlarda vermeye çalıştığımız mücadelemizi yüreklendirmesi umuduyla, iyi ve güzel bir dünya için çalışan herkese sabır ve mücadele etme gücü diliyoruz…
Verilecek ve verilmesi gereken her tepkinin;
-Mevcut yapısal sorunlar,
-Uygulanmayan yasa ve mekanizmalar,
-Siyaset kurumunun kullandığı dil ve üslup,
-Bilimsellikten, toplumdan ve toplumsallıktan uzak üniversiteler,
-Yargı genelinde uygulanan erkek egemen bir hukuk yorumu,
-Kullandığı dil ve üslupla olay ve olguları şiddeti yeniden üretip meşrulaştıracak noktada yansıtan medya organları,
gibi sistemi oluşturan ve toplumda güçlü etkiler yaratan mekanizmaların hak ve özgürlükler temelli dönüşümünü hedeflemesi gerektiğini düşünmekteyiz.
BAŞAK KÜLTÜR ve SANAT VAKFI