Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü Ezgi Özen başvurusunda Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan kötü muamele yasağının usul boyutunun ve Anayasa’nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine karar verdi.
4 Aralık 2010 yılında başbakan ve üniversite rektörlerinin, Dolmabahçe’de bulunan Başbakanlık çalışma ofisinde Yüksek Öğretim Kurumunun (YÖK) sorunlarını görüşmek üzere yaptığı toplantı nedeniyle yapılan yürüyüşe polis müdahale etmişti. Hamile olan Ezgi Özen, sıkılan biber gazından etkilenmiş, hamile olduğunu söylemesine rağmen copla darbedilmiş tekmelenmişti. Polis müdahalesi nedeniyel başvurucu gebeliğini erken sonlandırmak zorunda kalmıştı.
Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda kovuşturmasızlık kararı verilmiş, başvurucunun karara itirazı Sulh Ceza Hâkimliği tarafından reddedilmişti.
Anayasa Mahkemesi’nin değerlendirmesinde öne çıkanlar şöyle;
“Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında kolluk görevlilerinin anılan yürüyüşe müdahalesi ile başvurucunun çocuk düşürmesi arasında bir illiyet bağının olup olmadığı noktasında Adli Tıp Kurulundan (ATK) tıbbi rapor istenmiş, ayrıca başvurucunun sunduğu iki sağlık raporu da soruşturma dosyasına alınmıştır.”
“Üniversite Hastanesince düzenlenen, başvurucunun sunduğu sağlık raporu sonucundaki tıbbi kanaat ile ATK’dan alınan rapor sonucundaki tıbbi kanaat arasında tamamen bir zıtlık olduğu için Cumhuriyet Başsavcılığı ATK Genel Kurulundan çelişkiyi giderecek bir sağlık raporu düzenlemesini istemiştir. Ancak ATK Genel Kurulu raporunun anılan çelişkiyi gidermekten uzak olduğu görülmüştür.”
“Benzer şekilde, Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen kovuşturmasızlık kararında, tıbbi kanaat açısından raporlar arasındaki çelişkinin nasıl giderildiğine ya da bir raporun diğer rapora neden daha üstün tutulduğuna ilişkin bir açıklığın da olmadığı tespit edilmiştir.”
“Öte yandan, Cumhuriyet Başsavcılığınca olayın gerçekleşme koşullarının ortaya çıkarılması için tanık ifadelerine başvurulmadığı ve karar gerekçesinde bilirkişi incelemesi yaptırılan kamera kayıtlarına ilişkin bir değerlendirmeye yer verilmediği anlaşılmıştır.”
“Sonuç olarak soruşturmanın tam ve etkin şekilde yürütülmesi noktasında gereken özenin gösterilmediği değerlendirilmiştir.”
“Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle, Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan kötü muamele yasağının usul boyutunun ihlal edildiğine karar vermiştir.”
“Cumhuriyet Başsavcılığı kararında, toplantı ve yürüyüşe orantısız kamu müdahalesi iddiası hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmadığı görülmüştür. Oysa söz konusu toplantı ve yürüyüşün gerçekleşme şartları, kolluk kuvvetince müdahalenin gerekli olup olmadığı, gerekli ise orantılı bir şekilde müdahale edilip edilmediği konularında yapılacak yargısal bir değerlendirmenin başvurucunun yaralanması olayı ile de doğrudan ilgili olduğu açıktır.”
“Başvurucunun iddiasını şikâyetleri arasında saymasına ve bu iddianın yaralanma şikâyeti ile bağlantılı olmasına rağmen Cumhuriyet Başsavcılığınca varılan nihai yargısal karar gerekçesinde bu hususa yer verilmemesi anılan temel hakkın korunması yönünde gerekli özenin gösterilmediğini ortaya koymuştur.”
“Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.”