Ankara Üniversitesi’nden ihraç edilen akademisyenler “Kampüse kök salıyoruz” diyerek Cebeci Kampüsü’nün bahçesine elma ağacı diktiler. Öğrencilerin de katılımıyla İletişim Fakültesinin karşısında toplanan akademisyenler adına konuşan Aysun Gezen bunun bir veda olmadığını söyledi.
672 Sayılı KHK ile Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden ihraç edilen İlkay Kara ise neden elma ağacı diktiklerini de açıklayan bir konuşma yaptı. Konuşmanın tamamı şöyle:
“Arkadaş’ın okulundayız. Çok hikaye dolaşıyor bu küçük kampüste. Birbirine rağmen yaşanmış, birbirine karşı yazılmış, birbirinden beslenip büyümüş hikayeler. Muktedirler, muktedirlere bel bağlayanlar da geçti bu dersliklerden onların karşısında hiç sakınmadan sözünü kuranlar, sesini yükseltenler, onlara direnenler de. Bu kapılardan çarşaf çarşaf maniplasyon yayanlar, kare kare göz boyayanlar, sekiz sütuna teslimiyet döşeyenler de girip çıktı onların karşısında yalanı eritip, arı duru hakikati ortaya saçanlar da. Hangi hikayeye kulak kabartırsanız onu duyar, ondan kıssa çıkarırsınız. Biz genç ölen şairin hikayesini duyduk. Arkadaş, okul arkadaşımız oldu. Onun için acıyı, öfkeyi, arzuyu, çok özlemeyi, küçük umutları, büyük hayalleri söze dökmenin kıymetine inandık. Onun için öfkeyi gördük, acının karşısında dilimizi bağlamadık, umudettik, hayal kurduk. Bu lafların kocamanlığından ürktük bazen, bazen de gözümüzü kararttık, yerimiz ezilenin yanı, sözümüz ezilenden yana oldu.
Bu binaların her bir köşesinde izi olanlardanız. Bölüne bölüne çoğalan odalarında, dersliklerinin her bir sırasında oturduk, okuduk, anlattık, dinledik. Anlama çabasını işimiz yaptık. Masalardaki muhabbetin harareti kantinde asılı duruyor. Bu çimenlerde şarhoş olduk, aşık olduk, tembellik edip kaytardık, yorgunluk atıp nefes aldık. Duyduğumuz hikayelere yenilerini kattık. Bu bahçenin kedileri bizi tanıyor, bizi buranın dışında tutmaya çalışanları değil. Sözün kısası burada bizim kökümüz var. Biz üç-beş ağacı dert edenler, kökümüzü, Arkadaş’ın çok sevdiği elma ağacına emanet ediyoruz. Onunla derine inip, onunla boylanacak. Bugün nasıl böyle haklılığın iç serinliğiyle toprağa dokunuyorsak, aynı ferahlıkla döneceğiz emanetimizi almaya, hep beraber. O zamana kadar okulumuz bu ağacın gölgesidir. Hayır gitmiyoruz, kök salıyoruz.”