Başlıktaki bu ifadeler, yalnızca bir siyasal partiye duyulan sempatiden ya da seçim barajını geçmesi için verilmeye çalışılan destekten kaynaklı içi boş bir varsayımdan kaynaklanmıyor. Başlıktaki ‘şans’ sözcüğü, bir yandan ‘umudu’ diğer yandan ‘fırsatı’ anlatmaya çalışıyor.
Bir asırlık geçmiş
Siyasal partiler, çok eski örgütlenmeler sayılmaz. Benzer görüşleri paylaşan, muhtelif yakınlıklar (hemşerilik ilişkileri gibi) nedeniyle bir araya gelmiş, birlikte hareket eden ‘temsilci’ gruplarının ‘partiye’ dönüşmesinin olsa olsa bir buçuk asırlık geçmişi var.
TİP’li Behice Boran
Büyük ölçüde oy hakkının yaygınlaşmaya başladığı 19. yüzyıl ve sonrasının ürünü. 20. yüzyıldan itibarense, demokratik sistemler partisiz düşünülemez hale geliyor.
TİP’ten DTP’ye
Türkiye’de bu gerçeği ilk kez vurgulayan metin, siyasal partileri Dernekler Kanununa tabi olmaktan çıkarıp kamu hukukunun konusu yapan 1961 Anayasası’dır. Bu Anayasa ve 1965 tarihli yasa ile birlikte Türkiye’de siyasal partiler hukuku, başlıca iki temel amaç güttü: Dizginlemek ve güvence altına almak. Buna mukabil ne yazık ki Türkiye, sonraki 50 yıl boyunca AYM tarafından kapatılan partilerin mezarlığına dönüştü. 12 Mart ile birlikte devlet, özellikle iki siyasal harekete, Kürt/sol ve siyasal İslam’ın partilerine tepki gösterdi, söz konusu akımların hemen tüm partileri kapatıldı. Tabii parti yasaklarının ceremesini en fazla çeken hareket, hiç kuşkusuz Kürt siyasal hareketi oldu.
HDP’nin barajı geçmesi, yalnızca Kürt seçmenden değil her bir yurttaştan oy/destek alması, ulusun çıkarınadır ve açıkça ‘ulusal’ bir meseledir
Kısaca ‘bölücülük’ olarak adlandırılabilecek gerekçeyle ilk kapatılan parti TİP, son kapatılan parti DTP’dir. Ancak ezeli ebedi yasa, hiç kuşkusuz bu konuda da işlemiş ve siyasal sorunların mahkeme kararıyla çözülemeyeceği gerçeği kendisini bir kez daha hatırlattı. Siyasal sorunlar, siyasal alanda ve siyasetin araçlarıyla çözülür.
Tabii Kürt siyasal hareketinin yalnızca partileri kapatılmadı, mensuplarına da yıllarca büyük acılar çektirildi. 1994’te SHP çatısında TBMM’ye giren milletvekillerinin dokunulmazlığı kaldırılarak yargılanıp hüküm giydiler. Yerel idarecileri cezalandırıldı vs. Herkesin malumu olan konular.
Umut ve fırsat
Dolayısıyla HDP’nin 2015 seçimlerine güçlü bir biçimde girişi ve umuyorum ki ahlaksız seçim barajını aşacak olması, yalnızca milyonlarca oyun çöpe gitmesini engellemeyecek. Aynı zamanda demokratik bir rejim için umut ve fırsat sunacak. Haliyle bin kez tekrarlamakta yarar var: HDP’nin barajı geçmesi, yalnızca Kürt seçmenden değil her bir yurttaştan oy/destek alması, Kürtlerin değil ulusun çıkarınadır ve açıkça ‘ulusal’ bir meseledir.
HDP’li Meclis
Eğer yeni bir anayasa yapılacak ve bu anayasa eşit yurttaşlık açmazını çözmeye yönelecekse, HDP, TBMM’de yer almalı. Çünkü siyaset yapılan tek yer değil, ancak sorunun tartışılacağı ve yasa koyabilen tek formel alan, Meclis’tir. HDP’li TBMM, Türkiye’nin bölgeleri arasındaki yakınlaşma ve barışı kalıcı kılmak için elverişli ortamın doğmasına neden olacak, hiç olmazsa kolaylaştırıp hızlandıracaktır. TBMM’ye girmiş bir HDP, yalnızca belli sorunlara yönelik değil tüm ülkeyi kapsayan siyaset üretebilen, çok daha profesyonel ve çeşitli kadroları/uzmanları bünyesinde barındıran bir siyasal partiye dönüşecektir. HDP’li parlamento, belki batı demokrasileri için pek bir özgünlüğü olmayan ancak Türkiye için hayli yeni ve heyecan verici konuların gündeme gelmesini sağlayacaktır. Vicdani redçilik gibi, siyasette kadınların yerinin perçinlenmesi/kadın kotaları gibi, köktenci yerel yönetim önerileri gibi…
HDP’li Türkiye
HDP gibi bir partinin yaratabileceği heyecanı azımsamamak gerek. 1960’ların koşullarında, 1965 seçimlerinde yalnızca 15 milletvekili ile TBMM’ye giren TİP, üye sayısıyla ters orantılı çok büyük bir etki yaratmıştı. Bugünden bir örnek ise CHP’den verilebilir. Bundan böyle partilerin önseçime hiç yüz vermeden aday belirlemeleri çok zor olacaktır. CHP’nin bu tercihinin olumlu etkilerini, ilk seçimde gözlemleyebileceğiz. HDP’li bir Türkiye’de, pek çok konu farklı bir bakışla ele alınacak, parlamento daha önce tanık olmadığı konu ve önerilerle tanışacaktır. Bu işler böyle böyle değişiyor. Umut ve fırsat olarak adlandırışım bundan.
İki ayrı Türkiye
Elbette, ‘HDP barajı geçecek dertler bitecek’ zevzekliğinin alemi yok. Buna mukabil, HDP’li bir meclis ile HDP’siz bir meclis, iki ayrı Türkiye demek. Yalnızca AKP tek başına hükümet kuramayacağı için değil. HDP eşit yurttaşlık talep ettiği, güçlü yerel yönetim talep ettiği, Diyanet gibi kurumları, zorunlu din derslerini, dokunulmazlıkları vb. sorguladığı için. Dolayısıyla, HDP’ye yalnızca barajı geçmesi için destek olmak bana yadırgatıcı geliyor doğrusu. HDP, insan haklarına dayanan, demokratik ve yaşanabilir bir Türkiye umudu için desteklenmeli. Yeni bir Soma olmasın, emekçi cinayetleri ‘fıtrat’ zırvalarıyla açıklanamasın diye, desteklenmeli.