12.Homofobi Karşıtı Buluşma kapsamında, on sekiz üniversiteden ihraç edilen akademisyenler ve öğrencilerin katılımıyla düzenlenen Çalıştay’ın ardından deklarasyon yayınlandı. Kaosgl.org’un haberine göre “Üniversitelerdeki homofobinin, cinsiyetçiliğin, şiddet ve baskı ortamının takipçisi olacağız” başlıklı deklarasyon şöyle:
“KAOS GL Derneği’nin “Emeğin Queer Politikası” başlığıyla bu yıl on ikincisini düzenlediği Homofobi Karşıtı Buluşma’da KHK’larla ihraç edilen feminist akademisyenler ve akademisyenlerin ihracı ile eğitim hakları kesintiye uğrayan öğrencileri olarak bir araya geldik. Toplam on sekiz üniversiteden ihraç edilen akademisyenler ve öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirdiğimiz oturumlar yoluyla yaşadığımız süreçlerin farklı üniversitelerdeki yansımaları, kişisel deneyimler ile OHAL ve KHK rejimleri sonrası üniversite ve kampüs alanlarında yaşanan daralma ve tahribatları ortaya koymaya çalıştık.
Kişisel, akademik ve toplumsal alanda yaşanan daralma ve bir bütün olarak kampüs ortamlarındaki tahribatın toplumsal cinsiyet ilişkileri bakımından önemli sonuçları bulunuyor. Toplumsal cinsiyet içerikli derslerdeki daralma, öğrencilerin tez süreçlerindeki kesintiler, üniversitelerdeki cinsel tacize karşı birimler ve mekanizmalarda oluşan tahribat, LGBTİ öğrencilerin gündelik yaşamı ve yeni kampüs ortamı ile genel olarak akademik feminizm alanındaki yansımaları ihraçların ardından karşılaşılan en temel sorun alanlarıdır.
Oturumlar ardından ihraçlar sonrasında akademide yaşananlara ilişkin yol haritamızı oluşturmak amacıyla gerçekleştirdiğimiz Çalıştay’da güçlendirici ve özgürleştirici bir bilgi üretimi ve deneyim paylaşımı sürecimizi kalıcılaştıracak yeni bir dayanışma formunun oluşturulmasına karar verildi. Bu dayanışma ağı, kişisel, akademik ve politik bir üretim, dayanışma ve güçlenme ağı olarak yeni bir form içerisinde örgütlenecektir.
Bizler feminist akademisyenler ve öğrencileri olarak gerek akademik/bilimsel ve özgürleştirici bilgi üretimini sürdürmek gerekse OHAL ve KHK rejiminin toplumsal cinsiyet perspektifinden bilgisinin üretilmesi konusunda kararlıyız. Bizler, üniversitelerimizde onlarca yıl içerisinde oluşturmak için emek harcadığımız “cinsel tacize karşı birim”lerin, üniversite kulüplerinin, toplumsal cinsiyet perspektifli derslerin, akademik alanların ve eşitlikçi ve özgürlükçü bir üniversite ortamının tahribatına sessiz kalmayacağız. Üniversite kampüslerindeki homofobinin, cinsiyetçiliğin, şiddet ve baskı ortamının, kadın ve LGBTİ hakları alanındaki daralmanın takipçisi olacağız.
Yaşasın dayanışmamız!”