İletişim Yayınları’nın Genel Yayın Yönetmeni ve kurucularından Nihat Tuna hayatını kaybetti.
İletişim Yayınları resmi sosyal medya hesaplarından haberi “Yayınevimizin kurucularından, çalışma arkadaşımız, can dostumuz, kardeşimiz, abimiz Nihat Tuna’yı kaybetmenin derin acısı içindeyiz….” diyerek duyurdu.
Nihat Tuna’nın cenazesi yarın 11’de yayınevinin önünde yapılacak törenin ardından Çorlu’ya uğurlanacak.
İletişim Yayınları’nın Tuna’nın ölümü üzerine yaptığı açıklama şöyle:
“Yayınevimizin kurucularından, çalışma arkadaşımız, yoldaşımız, can dostumuz, kardeşimiz, abimiz Nihat Tuna’yı 22 Eylül’de kaybettik. Onu hep arayacağız, çok özleyeceğiz, hep eksik kalacağız. İletişim Yayınları ile herhangi bir teması olmuş herkes, yayınevinin kamuoyunca tanınan isimlerinden önce Nihat’ı hatırlar. Yazar, çevirmen de, kağıtçı, matbaacı da, kargocu, ambarcı da, sokaktaki otoparkçı, civardaki lokantacı da. Tanımaktan gayrı, “Ben anlamam, onu bilirim”deki gibi bir bilmedir bu aynı zamanda. İtimat etmenin bilmesi…
İletişim’in kuruluşundan, sahiden ilk gününden, hatta yayınevine öncülük eden “bülten” zamanından beri “burada”ydı o. Yayınevinin kurumlaşmasına yaptığı katkı eşsizdir. O kendini hep saklasa da… İletişim’in müdürü, kâhyası, gürültüsü, neşesiydi. 12 Eylül darbe rejiminin zulmederek ordudan attığı devrimci subaylardandı.
Subaylığından “kalan” özellikler, iş titizliği, dakiklik ve bizim işimizde olmazsa olmaz bir hasletten, takıntılılıktan ibaretti. Trakyalı matraklığının, “Boğaz çocuğu” jantiliğinin ve nesli tükenmiş nezaketinin onda bıraktığı “subaylık”, o kadardı. Kışın ortasında halı sahadan çıkışta buz gibi suyla yıkandığında akla geliyordu sadece.
Herkesin altında ezilebileceği bir yükü yıllarca, kimseye ses etmeden taşıdı. Ketum olmasına ketumdu da, bu yalnız ketumluk değildi. Kendisininkini örtüp herkesin derdini kollardı arkadaşımız; cefakârdı.
İletişim Yayınları onsuz eskisi gibi olmayacak. Hayat da öyle olmayacak. Nihat Tuna’yla tanıştığımız, derdimizi neşemizi paylaştığımız, arkadaşlık yoldaşlık ettiğimiz için şanslıydık. Onu unutmayacağız, unutamayız. Yeri dolmaz. Kelimeden harf düştü, eskisi gibi olmaz.”