Mülkiye Emek Araştırmaları Merkezi tarafından düzenlenen “Emek ve Kriz Panelleri”nin dördüncüsü dün akşam gerçekleşti. Mülkiye Kültür Merkezi Oral Sander Konferans Salonu’nda düzenlenen panelin oturum başkanlığını Pınar Abdal yaptı. Panele, Dev Yapı-İş Genel Başkanı Özgür Karabulut ve Avukat Murat Kemal Gündüz katıldı.
Panelin açılış konuşmasını yapan Dr. Onur Can Taştan, krizin farklı sektörlerdeki etkisini tartışmayı amaçladıklarını belirterek, bu akşam iş cinayetlerini ve iş cinayeti dendiğinde ilk akla gelen sektör olan inşaat sektörünü konuşacağız” dedi.
İnşaatların emek alanında önemli bir alan olduğuna dikkat çeken Pınar Abdal, her 4 iş cinayetinden birinin inşaatlarda yaşandığını vurguladı. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin 2011 yılında İstanbul’da kurulduğunu anlatan Abdal, Mayıs 2018’den itibaren Ankara’da da çalışmaya başladıklarını belirtti.
İnşaat işkolunun toplu olarak ölündüğünde ya da toplu olarak direnildiğinde gündeme gelebildiğini belirten Dev Yapı-İş Abdal Genel Başkanı Özgür Karabulut, inşaatların sadece AKP döneminde değil geçmişten bugüne örgütlenmenin en zor olduğu bir alan olduğunu kaydetti. İnşaatların resmi ve gayrı resmi taşeronlarla parçalandığını anlatan Karabulut, yeterli düzeyde sendikal deneyim de bulunmadığını ifade etti. Varolanların da 12 Eylül sonrasında dağıtıldığını belirten Karabulut, kendilerini 2010 yılında inşaatlarda örgütlenme çalışmalarına başladıklarını söyledi. Sendikayı 2014’te kurduklarını kaydeden Karabulut, üye sayıları az olsa bile birçok mega projede mücadele kültürü oluşturabildiklerinin altını çizdi. Büyük şantiyeleri hedeflediklerini ve içeriden bir örgütlenme çalışması yapmaya çalıştıklarını vurgulayan Karabulut, hemşehrilik ilişkilerinin işlerini zorlaştırdığını belirtti. “Sendikaların eksikleri var. Toplusözleşme yapılamıyor. Protokollerle örnekler oluşturmaya çalışıyoruz” diyerek sözlerini sürdüren Karabulut, sendikanın olduğu yerde işverenlerin işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerine daha fazla özen göstermek zorunda kaldıklarını belirtti. Havalimanı işçilerinin mücadelesinin sektöre olumlu etkisi olduğunu söyleyen Karabulut, “Şantiyelerde çıt çıkarsak sorunlarımız çözülüyor” diye konuştu.
Panelin son konuşmasını yapan Avukat Murat Kemal Gündüz, geçmişten bugüne iş cinayetleri davalarının gelişimini özetledi. İş kazalarına ilişkin geniş bir mevzuat bulunduğunu dile getiren Gündüz, işverenlerin bu mevzuatın gereğini yerine getirmediklerini kaydetti. Bakanlığın da denetim görevini yerine getirmediğini, savcılıkların etkili soruşturma yürütmediklerini belirten Gündüz, caydırıcı cezalar yerine düşük cezalar verildiğini, üstelik bu cezaların da taksitlendirildiğini ifade etti. Davalarda bilinçli taksir yerine basit taksirden cezalar verilmesini eleştiren Gündüz, yurttaşların da iş cinayeti davalarını birer kamu davası olarak takip etmelerinin önemine değindi. Davalara sendikaların müdahil olmak istemediklerini anlatan Gündüz, sendikaların da bu alandaki politikalarının yetersizliğine vurgu yaptı. Bazı avukatların işçi yakınlarını “tazminat mı ceza davası mı” ikilemine sokmaya çalışmalarını eleştiren Gündüz, bilirkişilik müessesesinin de işverenler lehine yürütüldüğünü söyledi. Gündüz, Anayasa Mahkemesinin kendi verdiği ihlal kararının uygulanmamasını dahi sorun etmediğini anlattı.
Panel dinleyicilerin katkıları ve sorularla devam etti. (Fotoğraflar: Mehmet Özer)