Dr. Mine YILDIZ*
“Bugün büyük hanımla akraba ziyareti, yarın öğlen ortanca hanımla boğazda yemek, akşama da küçük hanımla İstanbul gecelerine akmaca…”
Ali Ağaoğlu yine gündemde. Ama bu kez 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda gözaltına alınıp, birkaç gün içinde serbest bırakılmasıyla değil, Taksim’deki kanlı saldırı sonrasında yaptığı basın açıklamasıyla gündemde.
Diyor ki; “Ortanca hanımı aldım İstiklal’e patlamanın olduğu yere gittim. Millet fakir karanfil bırakıyor, ben gül bıraktım”. “Param var kardeşim bastım parayı aldım gülü” demeye getiriyor. Bu ifade bir filmde geçen repliği hatırlatıyor; “Kıroyum ama para bende!” Ali Ağaoğlu ülke olarak medarı iftarımız! Büyük adamlarla, büyük işlere imza atıyor!
Bu mühim şahsiyet, ne büyük bir duyarlılık gösterdiğini anlatırken “ortanca hanım” der demez basın açıklaması sırasında orada bulunanlardan kahkaha sesleri yükseliyor. Bu kahkahalar bir tür onay içeriyor gibi. Sevimli ve sempatik bir durumla karşılaşınca gülmek gibi. Bu türden yaşam biçimini, çok eşliliği/kumalığı alkışlar gibi. Kadınları aşağılayan bu durum son derece ‘normalleşmiş’ gibi. Oysa insanlar ölmüş patlayan bombalarla, kimin umurundaki?
“17 Aralık benim için bir travmaydı” diyen Ağaoğlu’na bu kadarını da çok görmesek mi? Yaşadığı derin travmayı(!) böyle atlatmaya çalışıyor olabilir mi?
İstiklal’e ‘gül’ bırakmaya kaç numaralı hanımıyla gittiğini öğrendik ama şunu da merak ediyoruz: “17-25 Aralık Yolsuzluk operasyonundan yırttığı gün kaç numaralı hanımıyla nerede, ne yedi?” Bu konuda bizleri daha fazla merakta bırakmamasını ve böylesi önemli (!) bir bilgiyi kamuoyu ile paylaşmasını bekliyoruz.
17-25 Aralık yolsuzluk operasyonunda adı geçen saygıdeğer iş adamının ortanca hanımı bir röportajında; ‘Onunla birlikte olan her kadın bilir ki Ali Bey anadan doğma özgürdür. Kimse onu sahiplenemez’ demiş. Anadan doğma özgürmüş! “Para babası isen, her şeyi yapmaya hakkın vardır” anlamına mı geliyor söyledikleri? Özgürlük parayla mı satın alınabiliyor acep? O halde biz ve bizim gibiler hep tutsak kalacağız desenize! İhale takip eden, kitabına uydurulup sit alanlarını satın alıp üzerine villa diken, maden çıkaracağız HES yapacağız diye ormanları nehirleri doğayı katleden, kara para aklayanlarla iş tutan nüfuzlu bir sülaleden de gelmediğimize göre.
Ey güzel halkım! Sen özgürlük isterken, meydanlarda bol bol biber gazı, TOMAlardan tazyikli su, polis jopu ye, gözaltına alın, işkence gör, hapse tıkıl, kurmaca mahkemelerden mahkumiyet al, evinden çıkmaya korkar hale gel, patlayan bombalarla can ver… Ülkemizdeki tek özgürlük, servetinin kaynağının nereden geldiği belli olmayan adamların özgürlüğü olmuş farkında mısın? Kadınları numaralandırma özgürlüğü!
(*) Siyaset Bilimci-Sosyolog