Mülkiye Emek Araştırmaları Merkezi tarafından düzenlenen “Krizin Gölgesinde Kapitalizm, İşçi Hareketi ve Sendikalar” başlıklı panel, Siyasal Bilgiler Fakültesi-Mülkiye öğretim üyelerinden Prof. Dr. Metin Özuğurlu ve DİSK/Genel-İş’ten Engin Sezgin’in katılımıyla yapıldı.
Dün akşam Mülkiye Kültür Merkezi Prof. Dr. Oral Sander Konferans Salonu’nda gerçekleşen panelde konuşan Prof. Dr. Metin Özuğurlu, geniş bir kesimin krizi dışsal faktörlerle açıklamaya çalıştığını hatırlatarak, “Marksizm krizden söz ederken kapitalizme içkin bir öğeden bahseder” dedi. Krize çözüm olarak sunulan önerilerin sınıflar mücadelesini sonucu olarak gündeme geldiğine dikkat çeken Özuğurlu, bu nedenle mevcut kriz kuramını sınıflar mücadelesi kuramı olarak da görmenin gereğine işaret etti. Özuğurlu, kapitalizmin daha fazla konut üretirken daha fazla evsiz, daha fazla gıda üretirken daha fazla açlık ürettiğini söyledi.
Genel-İş Uzmanı Engin Sezgin, üç temel hak üzerinden verileri değerlendireceğini söyleyerek bunların sendikal haklar, toplu iş sözleşmesi hakkı ve grev hakkı olduğunu kaydetti. Sendika üyesi işçilerin sayısının 2013’ten bugüne arttığına dikkat çeken Sezgin bunun nedeninin ise kamudaki taşeron işçilerin sendikalara üye olmaya başlaması olduğunu ifade etti. Sendikalı işçi sayısının Ocak 2013’te 1 milyon iken Ocak 2019’da 1 milyon 850 bine yükseldiğini anlatan Sezgin, sendika sayısının da 92’den 172’ye yükseldiğini belirtti. Sendikalara yeni üye olan işçilerin 517 bininin Hak-İş, 266 binini Türk-İş, 71 binini ise DİSK’e üye olduğu bilgisinin veren Sezgin, özellikle kamuda artan sendikalı işçi sayısı nedeniyle kamu sendikacılığının yeniden tartışılacağı bir döneme girildiğini kaydetti. Sendikalı işçilerin sadece yüzde 8,4’ünü toplu iş sözleşmesi yapabildiğini altını çizen Sezgin, işçi sınıfının fiilen, hukuken ve resmen toplu sözleşme yapma hakkını yitirdiğini vurguladı. Sezgin, 2017 yılında toplam 217 bin işçiyi ilgilendiren toplu iş sözleşmesinin Yüksek Hakem Kurulu’nda belirlendiğini söyledi.