30 Haziran 2009’da yitirdiğimiz Kemal Özer(1935-2009), bir demiryolu emekçisinin çocuğudur.
Emek dünyasının yazarı olan Kemal Özer, çocuklar için yazdığı “Ne Güzeldir Trenler” kitabında tren sevgisini şu sözlerle anlatır.
“Bir trenin düdük çala çala geçtiğini duyunca ne yaparsınız?
Tekerlerin demiryoluna çarpa çarpa çıkardığı sesi dinlemek için,elinizdeki işi bırakıp kulak kesilmez misiniz?
Doğrusu ben dinlemeden edemem. Hatta başımı kaldırır, sesin geldiği yanda bir aralık ya da pencere varsa, treni görmeye de çalışırım.
Ne güzeldir trenler!
Ne güzeldir trenlerin süzülüp gidişi”
***
Kemal Özer, ilk üç kitabının ardından yaşamı algılayış ve bakışında, dünyayı kavrayışında yeni bir yönelişe girer. “Üzgünüm Ama Övünüyorum” başlıklı şiirine;
“Bu kadar geç kaldığıma pişmanım” diye başlar, sonra geç kalmış olsa da işçilerin emekçilerin kavgasını anladığını bildirir.
“Alında biriken tere sahip çıkıp, yorgunluğun ardında beliren türküyü sahiplenecek” ve şiirini şöyle sürdürüp tamamlayacaktır.
“Kavga mı ediyorlar, bilsinler,
niçin ettiklerini ve kiminle.
Gelecek günlerin bilinci
su versin ateşteki çeliğe.
Üzgünüm, insanın dağılan yüreğini
bir dizeyle birleştirmek için
bunca geç kaldığına şiirlerimin.
Ama övünüyorum gene de kardeşler,
kavgaya girmekte geciksem bile
yanınızda olacağım yaratırken zaferi.”
***
Kemal Özer, İstanbul doğumludur. İstanbul Erkek Lisesi’ni bitirmiş, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ndeki öğrenimini yarım bırakarak ayrılmıştır. Uzun yıllar Cumhuriyet Gazetesi’nde düzeltmen olarak çalışmıştır. yayın danışmanlığı, yayıncılık gibi işlerde çalışmıştır. “a”ve “yeni a” dergisinin kurucularındandır. 1983-1990 yılları arasında Varlık Dergisi’nin Genel Yayın danışmanlığını yapmıştır. Türkiye Yazarlar Sendikası’nın ikinci başkanlık görevini yapmış, örgütlü bir mücadelenin savunucusu olmuştur.
Şiirleri “insanlığın daha güzel , daha yaşanacak bir dünya” için verdiği mücadeleyi güçlendiren bir içerikte ve güzelliktedir. Kemal Özer şiir dışında , deneme, çocuk kitapları, anı, günce, seçkiler yayınlamıştır. Şiirleriyle pek çok edebiyat ödülü kazanmıştır.
Kemal Özer, “16 Haziran Akşamının Şiiri” ismini taşıyan şiirinde, 15-16 Haziran büyük işçi direnişini anlatmıştır.
“…
Apaçık gördüler kim neyin hizmetinde,
gördüler kendi eğittikleri demir
düşman edilmiş ellerinin emeğine,
suyuna ter kattıkları çeliğin
gördüler çevrildiğini göğüslerine.
Ürettiği ne varsa, daha özgür,
daha yoğun, daha anlamlı yaşamak için,
esirgendiğini gördüler insandan
ve kavgasız elde edilemeyeceğini hiçbir şeyin.”
***
Kemal Özer 1975 yılında yayınlanan “Sen de Katılmalısın Yaşamı Savunmaya” başlıklı kitabının başına şu dizeleri yerleştirir.
“türkü silah olmalı ağzında
silah olmalı elinde bilgi
yüreğinde inanç silah olmalı
neresinde olursa olsun
insandan esirgedikçe düşman
savunmalısın yaşamı”
Ülkede yükselen sınıf mücadelesini kavramış bir sanatçı olarak, ” tek başına hiç bir şeyi savunmanın mümkün olmadığını ” söyledikten sonra devam edecektir.
“ya kalmana boyun eğeceksin ayaklar altında
ya alacaksın direnenlerin yanında yerini
sahip çıkmak için yaşamın aydınlığına”
***
Kemal Özer 1977 yılından itibaren tasarladığı, 1995 yılında yayınlanan ” Oğulları Öldürülen Analar” kitabında, oğulları öldürülen, gözaltında kaybedilen anaları anlatmıştır. Arjantin, Şili başta olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde özgürlük, demokrasi, daha yaşanılır bir ülke ve dünya mücadelesi verirken öldürülen oğulları düşünerek ülkemizde benzer mücadeleyi veren oğulları ve analardır hikayeleri anlatılanlar.
Kemal Özer kitaba son noktayı koyduğunu belirttiği 12 Haziran 1995 günü günlüğüne şu satırları yazar: ” Son şiir bitti ama kitap bitmedi. Çünkü kitabı yalnızca şiirle kurmamıştım. Bir sahne tasarımı vardı kafamda. Şiirler yine şiir olarak kalacak ama bu tasarım içinde yer alacaklardı. Sahnede, başka ögelerle iç içe canlandırıyordum okunuşlarını…Sahne ögeleriyle, ezgiyle, ışıkla, görüntü ve sesle yoğrulmuş olarak gözümde canlandırmaya çalışıyordum. Şiirler, gerçek olaylardan, gerçek kadınlardan söz açıyordu…”
“Sonra her gün geldiler, artarak geldiler, kadınları
çocukları ve alkışlarıyla, yoğurt mayalar gibi geldiler,
pişkin ekmekleri bölüp de paylaşır gibi, su gibi, ateş gibi.
Her gün yeni ağızlar eklendi ağızlarına, yeni
yollarla tanıştı ayakları, her gün yeni kabuklar çatladı,
yeni kulaklar işitmeye başladı söylediklerini, bir kent
oldular sonunda
ve adını değiştirdiler ülkenin.”
Kemal Özer, şiir, çocuk kitabı, deneme, anı, günce dallarında yayınlanan kitaplarının dışında, Bulgar şairler Lubomir Levçev, Georgi Cagarov, Lıçezar Elenkov, Macar şairler Attila József,
Miklos Radnoti, İspanyol şair Federico Garcia Lorca, Şilili şair Pablo Neruda, Romen Stinus’tan şiirler çevirerek de edebiyatımıza unutulmaz bir emek vermiştir. Bu şiir çevirilerinin tümü ortak çeviri kitaplarıdır.
30 Haziran 2009′ da İstanbul’da yaşamını yitiren Kemal Özer unutulmayacaktır.