KESK’li kadınlar Ağustos ayında başlayacak toplu sözleşme görüşmeleri öncesinde taleplerini açıkladı. KESK Genel Merkezi’nde kadın MYK üyelerini de katılımıyla yapılan basın toplantısında konuşan KESK Kadın Sekreteri Gülistan Atasoy, “kadın emekçiler açısından da oldukça önemli bulduğumuz TİS görüşmelerine hükümet ve uzunca süredir hükümetin memur kolu görevini üstlenen imza yetkili MEMUR SEN tarafından gayri ciddi yaklaşıldığına ve kadın taleplerini görmezden gelen bir tutum içinde olduklarına defalarca şahitlik yaptık. Sundukları tekliften de anlaşılacağı gibi biz emekçilerin gündemi ile hükümet yetkilileri ve önceden uzlaştıkları belli olan MEMUR SEN’in gündemi ve öncelikleri aynı değildir” dedi.
Biriken sorunların bu masa düzeneğinde çözülemeyeceğinin ortada olduğunu belirten Atasoy, “tekçi ve cinsiyetçi yaklaşımın masada emekçilerin gerçek sorunlarına çözüm üretmesi zaten beklenemez” dedi.
Kadınların kimseden lütuf ya da sadaka istemediğini belirten Atasoy, taleplerini şöyle sıraladı:
-Grevli, gerçek bir toplu sözleşme yasası yapılmalı, kadınların görüşmelerde temsiliyeti sağlanmalıdır. TİS görüşmelerinde taleplerimiz ayrı bir başlıkta ve gündemle ele alınmalı, mutabakat metninde de aynı şekilde tek başlık altında toplanmalıdır.
-ILO standartları ve kamu emekçisi kadınların fiziksel ve sosyal koşulları dikkate alınarak, çalışan hamile kadına doğum öncesi 8 hafta, doğum sonrası 24 hafta olmak üzere en az 32 hafta ücretli doğum izni verilmelidir. Doğum sonrası ücretli-ücretsiz izin, üt izni kullananlar sosyal ve özlük hak kaybı yaşamamalıdır.
-Kadınlara ve LGBTİ + lara uygulanan ayrımcılık, şiddet, taciz, mobbing son bulmalı, cinsiyet eşitliğinin sağlandığı bir çalışma yaşamı ve ortamı sağlanmalıdır.
-En fazla kadın emekçilerin olumsuz etkilendiği esnek ve güvencesiz istihdam biçimleri son bulmalıdır.
-20 hizmet yılını dolduran kadın emekçilere talepleri halinde emeklilik hakkı tanınmalıdır. Kadınlara çifte mesaisi, doğum vs göz önünde bulundurularak yıpranma payı ve erken emeklilik hakkı sosyal güvenlik sistemine dâhil edilmelidir.
-Cinsiyet ve cinsel yönelim ayrımcılığının ortadan kalkması için okul öncesinden itibaren tüm kademelerde ”Toplumsal cinsiyet”eğitimi zorunlu olmalıdır.
-İş yerlerinde ‘’Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, Ayrımcılık ve Mobbing” başlıkları hizmet içi eğitim konuları haline getirilerek tüm kamu çalışanlarının yılda en az bir kez bu eğitimleri alması sağlanmalıdır.
-Nüfusu 50 bini geçen belediyelerde şiddete ve istismara uğrayan kadın ve çocuklar için uluslararası standartlara uygun sığınma evleri açılmalı, bu hizmetlerden trans kadınların da yararlanması sağlanmalıdır.
-Kadınların iş yerlerinde maruz kaldığı cinsiyete dayalı her türlü şiddet, ayrımcılık, taciz ve mobbingi önleyici mekanizmalar oluşturulmalıdır. Kadın beyanı soruşturma başlatılması için yeterli olmalıdır.
-Boşanan, boşanma aşamasında olan, mobbinge, şiddete, tacize ve istismara uğrayan kadın emekçilerin tayin talebi herhangi bir belge ibrazı istenmeksizin kabul edilmelidir.
-8 Mart’ta tüm kamu çalışanı kadınların ücretli izinli sayılması için yasal düzenleme yapılmalıdır.
-Kapatılan kamu kreşleri yeniden açılmalıdır. Kadın erkek fark etmeksizin en az 50 çalışanın olduğu işyerlerinde, ücretsiz, nitelikli, anadilinde ve gerektiğinde 7/24 hizmet verecek, istihdam biçimine bakılmaksızın tüm çalışanların yararlanacağı kreşler açılmalıdır.