Anayasa Mahkemesi, Danıştay’ın başvurusu üzerine Sivriada’da yapılacak imar ve inşaat faaliyetlerinin Kıyı Kanunu hükümlerine ve diğer mevzuatta yer alan kısıtlama ve prosedürlere tabi olmayacağı yönündeki düzenlemeyi iptal etti. Diğer yandan, CHP’li milletvekillerinin başvurusu üzerine aldığı bir başka kararda ise Anayasa Mahkemesi, çevre ve kıyıların korunmasına yönelik kanunların bazı yerlerde uygulanmamasını öngören kuralların da iptaline karar verdi.
Her iki karar da bugünkü Resmi Gazete’de yayımlandı.
CHP’li milletvekilleri bu yılın başında çıkarılan bir torba yasayla Kıyı Kanununa eklenen Ek 2. Maddedeki “(1), (2), (3) ve (4) nolu krokiler ile listelerde sınır ve koordinatları gösterilen alanlarda bu Kanunun kıyılar, sahil şeritleri, doldurma ve kurutma yoluyla kazanılan arazilere ilişkin yapı ve yapılaşmaya dair sınırlayıcı hükümleri uygulanmaz.” ifadesini Anayasa Mahkemesine götürdü. Çandarlı Limanı, Rize İyidere Lojistik Merkez Limanı, Rize Dolgu Alanı ve Bitlis Ahlat için getirinle bu istisnaların iptali istemiyle yapılan başvuruyu karar bağlayan Anayasa Mahkemesi, söz konusu maddeyi Anayasa’ya aykırı buldu.
Kıyılar, sahil şeritleri, doldurma ve kurutma yoluyla kazanılan arazilere ilişkin olarak getirilen yapı ve yapılaşmaya dair sınırlayıcı hükümler ile bu alanların tabiî servet ve kaynak olarak değerlerinin korunması ve onlardan yararlanmada öncelikle kamu yararının gözetilmesinin amaçlandığına dikkat çekilen Anayasa Mahkemesi kararında, “İptali istenilen kurallarda kurallara konu yerlerde yapılacak olan planlama, imar ve inşaat uygulamaları ile diğer düzenlemelerde mevzuatta yer alan kısıtlama ve prosedürlerin uygulanmayacağı belirtilmekle birlikte söz konusu yerde yapılacak planlama, imar ve inşaat uygulamaları ile diğer düzenlemelerde hangi ilkelere, kurallara ve sınırlamalara tabi olunacağı düzenlenmemiştir” dendi.
Devletin gözetim ve denetim görevini yerine getirmesini sağlayacak kurallara yer verilmeksizin belirli alanlardaki yapılaşmaların Kanun’daki sınırlamalardan istisna tutulmasının, Anayasa’nın 43. ve 56. maddelerinde belirtilen kıyı ve çevrenin korunmasına ilişkin hükümlerin uygulanma imkânını ortadan kaldırdığı gibi hukuki belirsizliğe de yol açtığına vurgu yapılan kararda, “Söz konusu belirsizliğin ortadan kaldırılması, devletin gözetim ve denetim yükümlülüğünün yerine getirilebilmesi için Kurallara konu yerlerde Anayasa’da öngörülen ilkelere uygun yasal düzenleme yapılması zorunludur. Bu zorunluluğun gereğini yerine getirmeyen kurallar Anayasa ile bağdaşmamaktadır” ifadelerine yer verildi.
Anayasa Mahkemesi, benzer bir şekilde “Sivriada’da yapılacak planlama, imar ve inşaat uygulamaları ile diğer düzenlemeler 4/4/1990 tarihli ve 3621 sayılı Kıyı Kanunu hükümlerine ve diğer mevzuatta yer alan kısıtlamalara tabi değildir” şeklindeki 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun’a 3/4/2013 tarihli ve 6456 sayılı sayılı Kanunun 27. Maddesiyle eklenen 2. Maddenin 3. Fıkrasını iptal etti. Danıştay 6. Dairesinin başvurusunu sonuçlandıran Anayasa Mahkemesi, kıyıların devletin hüküm ve tasarrufu altında olması, buraların özel mülkiyete konu olamayacağı ve doğasına uygun olarak, genellik, eşitlik ve serbestlik ilkesi gereği herkesin kullanımına açık bulundurulmaları anlamına geldiğine vurgu yaptı. Anayasa Mahkemesi, söz konusu maddenin denetimsiz bir alan oluşturduğuna dikkat çekti. AYM, maddenin Anayasanın 2,, 43. ve 56. Maddelerine aykırı olduğuna karar vererek maddeyi iptal etti. Anayasa Mahkemesi, aynı maddede yer alan Yassıada ifadesiyle ilgili ise başvuruda yer almaması nedeniyle herhangi bir değerlendirme yapmadı.
2013 yılında yapılan düzenleme aradan 6 yıl geçtikten sonra iptal edilmiş oldu.