CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin cumhurbaşkanı adayının Muharrem İnce olduğunu açıkladı.
Kılıçdaroğlu Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu’nda düzenlenen Büyük Buluşma’da, CHP cumhurbaşkanı adayının Yalova Milletvekili Muharrem İnce olduğunu açıkladı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının bazı bölümleri şöyle:
“25 Haziran’da sadece İzmir’in dağlarında değil, Türkiye’nin bütün dağlarında çiçekler açacak.”
“Ağır darbeler yaşadı demokrasimiz. Demokrasi uğruna bu ülkede ağır bedeller ödendi, idam sehpaları kuruldu, politikacılar, askerler, gencecik fidan gibi çocuklarımız darağaçlarında demokrasi için, düşünce özgürlüğü için ağır bedeller ödediler.”
“15 Temmuz darbe girişimini fırsat bilip 20 Temmuz’da bir sivil darbeyi gerçekleştirdiler.”
“Bugün bir yol ayrımındayız. Siyasal partilerle ittifak yapmak istiyoruz, bize soruyorlar “neden ittifak yapmak istiyorsunuz?” diye.
1) Birinci nedenimiz şu, 12 Eylül askeri darbesinin getirdiği yüzde 10 seçim barajını ve darbe hukukunu sıfırlamak için sıfır baraj ittifakı istiyoruz, her partinin katıldığı sıfır baraj ittifakı.
2) Seçme hakkının üstündeki bütün engelleri kaldırmak istiyoruz. Yüzde 10 baraj nedeniyle insanlar istedikleri partiye oy veremiyorlar. Oyum boşa gitmesin diye bir arayışın içine giriyorlar. Eğer sıfır baraj ittifakını oluşturabilirsek her vatandaş dilediği partiye, önünde yatan partiye rahatlıkla oy verebilecek.
3) Demokrasi kültürünü geliştirmek için ittifak yapmak istiyoruz. Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurları ise, o zaman siyasi partiler kavga için değil ülkenin çıkarları için bir araya gelmeliler.
4) Yine aynı şekilde, bu ülkede kutuplaşmaya son vermek için ittifak istiyoruz. Yani kimlik üzerinden siyaset yapılmasın, yani inanç üzerinden siyaset yapılmasın, yaşam tarzı üzerinden siyaset yapılmasın. Bunun için ittifak yapmak istiyoruz.”
“Türkiye bugün bir beka sorunu yaşamaktadır. O nedenle 5 sorunun aşılması lazım. Nedir 5 temel sorunumuz? Birincisi, demokrasi ve milli irade ipotek altındadır. Demokrasi ve halkın iradesini, yani milli iradeyi ipotek altından kurtarmak zorundayız. Bugün 21’inci yüzyılda sarayın vesayetini perçinlemek için Genelkurmay Başkanı ve sarayın sözcüsü bir başka Cumhurbaşkanına gidip oraya baskı kurmaktadır. Hiç kimse demokrasi üzerinde vesayet kurmaya yeltenmesin, hiç kimse! Cumhuriyet Halk Partililer olarak, Kuvayı Milliyeciler olarak nasıl 1920’lerde biz mücadele ettiysek aynı mücadelemizi kararlılıkla ve inançla yapacağız. Bu en başta Sayın Abdullah Gül’e giden Genelkurmay Başkanı ve onun temsilcisi olan İbrahim Kalın’a söylüyorum. Kimse orduyu kullanıp demokrasi üzerinde vesayet kurmasın. Bu ayıbı ordunun üzerine gölge olarak düşürenlerin Türk Silahlı Kuvvetlerinde asla yeri yoktur.
İkinci temel sorunumuz, dış politika. Dış politika 16 yıl önce bütün dünyayla barışık olan Türkiye bugün bütün dünyayla kavgalı haldedir. Biz bütün komşularımızla, bütün dünyayla barışık bir yaşam sürdürmek istiyoruz. Kendi ülkemizin onuru, gururu ve geleceği için.
Üçüncü sorun alanımız, toplumsal barışımız dinamitlendi, komşumuzun kimliğini sormaya başladık. Komşumuzun inancını sorgulamaya başladık. Bu ülkeye barışı ve huzuru getireceğiz. Ve ayrıştıran değil birleştiren siyaset anlayışını bu ülkeye egemen kılacağız.
Dördüncü sorun alanımız, ekonomi. Çivisi çıktı ekonominin, ne olduğu belli değil. Doları kontrol edemiyorlar. Mevcut yöneticiler, bunu her yerde söyleyin mevcut yöneticiler yakayı tefecilere kaptırmış durumda, tefeciler ne istiyorlarsa onun gereğini yerine getiriyorlar. Yani mevcut yönetim halka değil, rantiyeye çalışıyor, rantiye için kaynak ayırıyor ve rantiye için uğraşıyor. Şunu herkesin bilmesini isterim, 2002 yılında bu ülke nüfusunun yüzde 1’i milli gelirin, milli servetin yüzde 38’ine sahipti. Bugün yüzde 1’i milli servetin yüzde 55’ine sahiptir. 38’den 55’e çıkmış durumda. Dolayısıyla ekonomide alacağımız çok yol var. Duyunu Umumiye, Osmanlı döneminde kurulan Duyunu Umumiye şimdi Londra’da kurulmuş vaziyette.
Beşinci sorun alanımız eğitim. Anneler, babalar çocuklar hangi okula gidecek bilmiyorlar, hangi sınava girecek bilmiyorlar. 16 yılda 14 kez eğitim politikası değişti. Oysa biz vicdanı hür, irfanı hür, fikri hür nesiller yetiştirmek zorundayız.”
“Güzel günler göreceğiz ve motorları maviliklere süreceğiz.”