Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak, aralarında SBF’den akademisyenlerin de bulunduğu 23 kişi hakkında açılan davanın sorunlu olduğunu söyledi.
Geçtiğimiz yılın Ekim ayında Siyasal Bilgiler Fakültesine yönelik polis saldırısının talimatının Ankara Üniversitesi Rektörü Erkan İbiş tarafından verildiği, gözaltına alınanlar hakkında açılan davanın iddianamesinde de itiraf edildi. Saldırıda SBF asistanları da gözaltına alınmış ve Rektör bunu sessizlikle geçiştirmişti.
Gözaltına alınan gerekçeleri arasında sayılan bir kişinin atılan taş nedeniyle gözünü kaybetme tehlikesi geçirdiği yönündeki polis ifadeleri de iddianamede yalanlandı. İddianamede yaralanan kişinin basit bir tıbbi müdahaleyle iyileştirildiği belirtiliyor.
Siyasal Bilgiler Fakültesi İnsan Hakları Merkezi Başkanı Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak, iddianamenin her zamanki gibi çok sorunlu olduğunu söyledi. İddianameyle, polisi kampüse rektörün çağırdığının belirtildiğini anlatan Altıparmak, basit bir yaralama olayından yola çıkılarak 23 kişi hakkında ceza davası açılmasını da eleştirdi. Berkin Elvan Davasında failin bir türlü tespit edilemediğini, bu nedenle de davanın görülemediğini hatırlatan Altıparmak, “Ama basit tıbbi müdahale ile giderilebilen bir yaralanma ve bir araba camı kırığı olunca, ilgili ilgisiz 23 kişi hakkında ceza davası açılıyor, hiç kimse de ‘fail kim, belirlenemedi’ demiyor. ‘O taşı kim attı ya da iddia edildiği gibi 2911 Sayılı yasayı kim ihlal etti’ diye sorulmuyor” dedi.
Altıparmak bu davanın üniversite için utanç kaynağı olması gerektiğini söyledi.
Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü’nde 9 Ekim 2014’te Kobani için yapılan eyleme polis saldırısı sonrasında gözaltına alınan aralarında Siyasal Bilgiler Fakültesi araştırma görevlileri ve akademisyenlerin de olduğu beşi akademisyen 23 kişi hakkında dava açılmıştı. “Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama, mala zarar verme” suçlamalarıyla açılan davanın ilk duruşması 12 Ekim 2015 tarihinde görülecek.
İddianamede grubun yolu trafiğe kapattığı, güvenlik güçlerinin eylemin yasa dışı olduğuna dair anonsların ardından grubun dağılması için beklenmeye başladığı, dağılmamaları üzerine “TOMA marifetiyle tazyikli su sıkılmak suretiyle orantılı müdahalede bulunulduğu” ileri sürüldü.
Savcı, akademisyen ve öğrencilerin dört aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılmalarını istemişti.