Dünya satranç finali normal sürede beraberlikle sona erdi; dünya şampiyonu Norveçli Magnus C. ile Amerikalı Fabiano C. yenişemediler. Aralarındaki 12 oyunun 12’si de berbaberlikle bitti. Heyecan dorukta, sonuç uzatmalara kaldı. Önce 25’er dakikalık dört parti; yine “berabere” kalırlarsa beşer dakikalık yıldırım (blitz) partileri..
Ya bunlar da beraberlikle biterse?
Satrançta kura ile şampiyon olmak yok; taraflar penaltı da atamayacaklarına göre ne olacak? Satranç kralsız mı kalacak?
Ona da çare bulunmuş. Taraflar tek ve belirleyici bir yıldırım partisi daha oynanacaklar. Bu gerçek “final”de beyazlara bir dakika fazla zaman tanınıyor; buna karşılık bu oyun da beraberlikle biterse siyahlarla oynayan şampiyon ilan ediliyor. Bu belirleyici partiye “Armageddon” diyorlar; İncil’de mahşerden önce “iyi” ile “kötü”nün son savaşını anlatan kavramdan esinlenerek..
***
Garip bir durum değil mi? Satranç tarihinde de bir ilk! Yine de izahı var: Satranç maçında bir taraf, “maç”ın ortasında, karşı tarafa beraberlik teklif edebiliyor; o da kabul ederse el sıkışıyor ve puanı paylaşıyorlar. Böylece, kaybetme korkusu içinde sık sık yarım puana razı oluyorlar. Oysa başka hiçbir spor dalında böyle bir şey yok! Siz bir futbol maçında, bir takım kaptanının, oyunun ortasında, karşı takım kaptanına elini uzatarak “beraberlik” önermesini düşünebiliyor musunuz?
***
Londra’dan gelecek Armageddon haberini beklerken, “acaba siyaset de bir ‘zihin sporu’ sayılarak satranç kurallarına tabi olsa nasıl olur?” diye düşündüm. Örneğin seçimlerden önce parti liderleri birbirlerine “beraberlik” önerebilseler? Böylece, hiç olmazsa siyasetçilerin uykularını kaçıran “seçim kaybetme” kompleksine de son verilmiş olmaz mı?
***
Evet, yerel seçimler yaklaşırken siyasetimizin hali pür melaline bakarak bir an bunu düşündüm ve sonra da bunun asla olamayacağı kanısına vardım. Çünkü siyasette adaleler ya da zihinsel soyutlamalar değil, doğrularla yanlışlar, ileriye bakanlarla geriye bakanlar, ahlaklılarla ahlaksızlar çarpışıyor ve bunların da “beraberliği” olmuyor! Olsa olsa “benzeşenler toplaşıyor”, “ittifak” adı altında! Bazen de “ittifak”lar uygulamada bir teslimiyet anlaşmasına dönüşüyor; “kötülüğün”, “geriliğin”, “ahlaksızlığın” toplamı haline gelerek.
Gördünüz mü gecenin bu saatinde bir satranç haberi bana neler düşündürdü? Satrancı severim ama ne de olsa alanım satranç değil, siyaset bilimi.. Mazur görüle!