Bilgi Üniversitesi bileşenleri, akademisyen Chris Stephenson’ın çalışma izninin iptal edilmesine tepki gösterdi.
Bianet’in haberine göre, akademisyenler üniversite yönetimini kararın gerekçesini YÖK’ten yazılı olarak isteme ve iptali hususunda itirazda bulunmaya çağırdılar.
Yabancı statüde çalışan başka imzacıların da izinlerinin iptal edildiğini hatırlatan akademisyenler “Görünen o ki Stephenson ve diğerlerinin maruz kaldığı uygulama son olmayacak” dedi.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Boyun eğdikçe dayatmalar gelecektir. Bizler Bilgili akademisyen ve çalışan olarak, bu tür kararlar ve uygulamalara karşı olacağız. Chris’i hukuki mücadelesinde destekleyecek, kıyıma uğrayan tüm üniversite mensuplarıyla dayanışmada olacağız.
Üniversitemizin misyon ve değerlerine sahip çıkarak, hukukla ve akademik ilkelerle ilgisi olmayan keyfi dayatmaları kabul etmiyoruz.”
Bilgi Üniversitesi çalışanlarından Mehmet Işık, “Chris Stephenson sadece akademisyen olmadı” dedi.
Bilgi üniversitesi öğrencileri adına Cansu Okur’un okuduğu açıklamada Stephenson’un çalışma izninin iptal edilmesi ile “Akademik özgürlük ve eleştirel sesler, dolayısıyla barış ortamı hedef alınmıştır. Chris’siz Bilgi olmaz. Bilgi Üniversitesi’nin sesi zorbalıkla kontrol altına alınamaz. Eleştirinin olmadığı yer özgür olamaz.”
Stephenson’un üyesi olduğu Sosyal-İş Genel Başkanı Metin Efetürk de YÖK kararının hukuksuz olduğunu belirtti, sürecin fiili ve hukuki takipçisi olacaklarını söyledi.
Açıklamaların ardından kampüs içinde yürüyüşle açık dersin yapılacağı alana geldiler. Stephenson’un “Matematik, Bilgisayar ve Toplum” başlıklı dersinin sonunda “Fikirler toplumsal bir şekil almazlarsa yetmiyor” diyerek dayanışma ve birliktelik gerekliliğine dikkat çekti. Stephenson şunları söyledi: “Bize yalan satmaya çalışanlar küçük bir azınlık. Azarlanan kovulan ötekileştiren biz, çoğunluğuz. Bizim doğruya, matematiğe, mantığa ihtiyacımız var. En büyük yalan, yalancı azınlık ve ezilen çoğunluk arasında ırk, millet ya dinden kaynaklanan bir ortak çıkarının olduğu iddiası. Bizim ihtiyacımız alternatif bir yol. Aynı din, dil, millet değil aynı durumda olanlarla ittifak kurmamız lazım. Yoksullarla, ötekileştirilenlerle birleşmemiz lazım. Birbirimizle birliğe ihtiyacımız var, bizi ezenlerle değil.”