Diyarbakır Barosu, Bakanlar Kurulu kararıyla Diyarbakır ili Sur ilçesine getirilen acele kamulaştırma kararına karşı Danıştay’da kararın yürütülmesinin durdurulması ve iptali istemiyle dava açtı.
Diyarbakır Barosu yaptığı açıklamada, acele kamulaştırma kararının mülkiyet hakkını ağır bir şekilde ihlal ettiği, mülkiyet hakkını koruma altına alan Anayasaya, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne de açıkça aykırı olduğunu ifade etti.
Açıklamada “Sur ilçesinde yapılmak istenenin kent ve toplum yararına bir ihya çalışması olmadığı, “askeri/güvenlikçi imar” çalışması olduğu yönünde büyük kaygılar taşımaktayız” dendi.
Baro’nun başvurusu şöyle:
“Yürütmeyi Durdurma Taleplidir”
DANIŞTAY (..) DAİRESİ BAŞKANLIĞI’NA
Gönderilmek Üzere
DİYARBAKIR NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
DAVACI : Diyarbakır Barosu Başkanlığı Adına Bşk.Yrd. Av. Ahmet ÖZMEN-Diyarbakır Adliye Sarayı 4. Kat.-DİYARBAKIR
DAVALI : 1- Başbakanlık-ANKARA
2- Çevre ve Şehircilik Bakanlığı-ANKARA
KONU : Bakanlar Kurulunun 21.03.2016 tarih ve 2016/8659 karar sayılı “Diyarbakır ili Sur ve Yenişehir İlçeleri sınırları içerisinde bulunan ve ekli listede yer alan ada ve parsel numarası belirtilen taşınmazların Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 16.03.2016 tarih ve 2988 sayılı yazısı üzerine 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 27. Maddesine göre alınan ve 25.03.2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan usul ve yasaya aykırı Acele Kamulaştırma İşleminin” Yürütmesinin Durdurulması ve İptali istemi.
İLAN TARİHİ : 25.03.2016
AÇIKLAMALAR :
Bakanlar Kurulunca 21.03.2016 tarih ve 2016/8659 sayılı karar ile Diyarbakır ili Sur ilçesinde bulunan 16 mahalle ve Yenişehir İlçesinde bulunan 2 mahallenin tamamında (Karar ekinde ada ve parsel numaraları bulunmaktadır.) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 16.03.2016 tarih ve 2988 sayılı yazısı üzerine 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. Maddesine göre acele kamulaştırma kararı verilmiştir.
Bakanlar Kurulunun usul ve yasaya aykırı kararının “Yürütmesinin Durdurulması” ve “İptali” için iş bu davayı açma zarureti hasıl olmuştur.
1-TARAF EHLİYETİ
A) Mülkiyeti Türkiye Barolar Birliğine ait olan ve Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu’nun 14.05.2014 tarih 2014/6019 Sayılı kararı ile Diyarbakır Barosuna tahsis edilmiş olan Diyarbakır İli Sur İlçesi 455 Ada 28 ve 29 Parsellerde kayıtlı taşınmaz da dava konusu Bakanlar Kurulu kararı kapsamında acele kamulaştırma kapsamına alınmıştır. Diyarbakır Barosu’na tahsisli ve fiilen Diyarbakır Barosunca kullanılan taşınmazı da kapsar şekilde yapılan “acele kamulaştırma” işlemine karşı Diyarbakır Barosu’nun iptal davası açma ehliyeti bulunduğu noktasında kuşku bulunmamaktadır. EK- Tahsis Kararı ve Tapu Kayıtları
B) Ayrıca Avukatlık Kanunu’nun Baroların kuruluş ve görevlerini düzenleyen 76. ve Baro Yönetim Kurullarının görevlerini düzenleyen 95/21. maddelerinde, Hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak Baroların temel görevleri arasında sayılmıştır. Bu sebeple Diyarbakır İlinin bir İlçesinin tamamına yönelik alınmış ve o ilçede yaşayan bütün yurttaşların başta mülkiyet hakkını ilgilendiren iş bu Bakanlar Kurulu kararına karşı kentin hukuk kurumu olarak Diyarbakır Barosu’nun iş bu davayı açmada ehliyeti bulunduğu kuşkusuzdur.
2. HUKUKA AYKIRILIKLAR
Anayasamızın 13. ve 35. maddeleri, mülkiyet hakkının kamu yararı gözetilerek Anayasaya uygun olarak yasayla sınırlanabileceğini düzenlemiştir. Anayasanın 46. Maddesinde Devlet ve kamu tüzel kişileri kamu yararının gerektirdiği hallerde özel mülkiyette bulunan malları yasada gösterilen esas ve usullere göre kamulaştırmaya yetkili kılınmıştır. Bu itibarla bir taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının Kamulaştırma yolu ile el değiştirmesi Kamu yararının karşılanması zorunluluğunun özel mülkiyet hakkının korunmasından üstün tutulması şartına bağlıdır.
Bakanlar Kurulu’nun iptale konu işleminin yasal dayanağı 2942 sayılı yasanın 27. maddesidir. 2942 Sayılı yasanın 27. maddesi kamulaştırma işlemlerinde öngörülen yöntemlerin bir kısmının uygulanmayarak taşınmaza acele el konulabilmesi yolunu istisnai olarak başvurulacak bir yöntem olarak düzenlemiştir. Madde hükmü ile acele kamulaştırmada olağan kamulaştırmaya oranla özel koşulların varlığı aranmaktadır. Yasa hükmü sadece 3 durumda acele kamulaştırma işlemi ile taşınmaza idarece el konulabileceğini düzenlemiştir. Bu koşullar:
a- Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu’nun uygulanmasında Yurt Savunması ihtiyacını teminen,
b- Özel Kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlar
c- Aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar alınacak haller
Kamulaştırmanın aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar verilmesi halinde de, yasadan kaynaklanan diğer iki acele kamulaştırma dayanağı olan “Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında Yurt savunması ihtiyacını temin” ve “Özel Kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlardaki” şartların oluşması/varlığı bir zorunluluktur. Diğer bir değişle, Bakanlar Kurulunca Acele Kamulaştırma kararının verilebilmesi için de “Kamu Yararı” ve “Kamu Düzeni” şartları bulunmalı, bu şartlar, tesis edilecek “Acele Kamulaştırma” işleminin “SEBEP ÖĞESİNİ” oluşturmak zorundadır.
İptale konu Bakanlar Kurulu kararı incelendiğinde:
1-Öncelikle, Bakanlar Kurulu’nun iptale konu işleminin içeriğinde acele kamulaştırma yapılmasını gerektiren işlemin “SEBEP ÖĞESİ” hususunda bir gerekçeye yer verilmediği görülmektedir. 2942 sayılı yasanın 27. maddesine göre Bakanlar Kurulunca acele kamulaştırma kararının verilebilmesi için acelelik halinin, üstün kamu yararının ve kamu düzeninin korunmasını gerektiren hallerin varlığını gösteren sebeplerin açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
2-Bakanlar Kurulu Kararı, “üstün kamu yararı” ve “kamu düzenine” ilişkin bir değerlendirme/gerekçe içermemekte olup, soyut bir şekilde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 16.03.2016 tarih ve 2988 sayılı yazısına atıf yapılmıştır. İdare Hukukunda idari işlemin temel unsurlarından biri de “Sebep” unsurudur. Sebep unsuru da genel itibariyle idareyi işlem tesis etmeye iten “kamu yararını” içermek zorundadır. Sebep unsurunun varlığı, aynı zamanda idari işlemin hukuki denetlenebilirliğini sağlayan yegane araçtır. Oysa yukarıda izah etmiş olduğumuz üzere Bakanlar Kurulu’nun acele kamulaştırma yönünde tesis etmiş olduğu işlemin yasal bir sebebi bulunmadığı gibi kararda, İdareyi işlemi tesis etmeye iten “kamu yararı” ve “kamu düzenine” ilişkin bir gerekçeye de yer verilmemiştir.
3-Herhangi bir sebep belirtilmeksizin alınan kararın Anayasal düzen içerisinde kabul edilebilir makul bir sebebin varlığını da düşünmek mümkün değildir. Bir ilçede bulunan özel mülkiyete konu taşınmazların tamamının Devlet tarafından mülkiyetinin kendi yurttaşlarından arındırılmasının yasal bir gerekçesi olamaz. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınmış mülkiyet hakkının Devlet eliyle bu denli kısıtlanması ve ihlalinin hukuken izahı mümkün değildir. Yüz binlerce insanın yaşadığı Sur İlçesinin tamamına yönelik alınan bu karar ile yurttaşların mülkiyet hakkı ihlal edilecek, semtin demografik yapısı değiştirecek; en önemlisi vatandaşların sosyal yaşam alanlarından Devlet eliyle koparılması gibi kabul ve telafi edilemez sonuçlar yaratacaktır.
4-Özelikle de acele kamulaştırma kararı verilen ilçenin, kentin bütün tarihi dokusunu taşıyan ve yakın bir zamanda UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine alınarak korunması gereken bir alan olduğu da unutulmamalıdır.
5-Birden çok taşınmaz hakkında zorunlu olarak acele kamulaştırma işleminin gerekli görülmesi halinde, her taşınmaz açısından yasanın öngördüğü şartların ayrı ayrı bulunup bulunmadığı konusunda gerekli tespitlerin ve sebeplerin açıkça belirlenmesi gerekmektedir. Bu açıdan, her parsel açısından üstün kamu yararı ve kamu düzeninin varlığı konusunda gerekli sebeplerin tespiti yasal bir zorunluluktur. Oysa davaya konu Bakanlar Kurulu’nun Acele Kamulaştırmaya ilişkin kararı oldukça geniş bir bölge için ortak ve herhangi bir gerekçe de gösterilmeksizin alınmıştır. Bu uygulama kapsamında genel ve yasanın öngördüğü usul izlenmeksizin acele kamulaştırma kararı verilmiştir. Nitekim, karar ekinde yer alan parseller incelendiğinde bu parsellerde bulunan yapılar içerisinde birçok kamu kurumuna ait yerler, yerel yönetimlere ait idari binalar, tarihi nitelikteki ibadethane ve mekanlar bulunduğu; bu haliyle dava konusu işlem ile hakkında “acele kamulaştırma” kararı alınamayacak taşınmazlar ile ilgili de karar alındığı, Davalı idarenin Anayasanın 46. maddesine aykırı bir şekilde Anayasal yetki aşımında bulunduğu anlaşılmaktadır.
6-Nitekim Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun dilekçe ekinde sunmuş bulunduğumuz aynı konuya ilişkin 11/11/2015 tarih 2015/3279 Esas 2015/4055 Karar sayılı ilamında, acele kamulaştırma kararlarında yasanın aradığı kamu düzeni ve üstün kamu yararının açık şekilde ve her parsel için ayrı ayrı belirtilmesi gerektiği, dava konusu kararda ise söz konusu durumun belirtilmediğinden bahisle açık hukuka aykırılığın sabit olduğu gerekçesi ile davanın reddi yönündeki Danıştay Dairesi’nin kararının bozulmasına karar vermiştir.
HUKUKİ NEDENLER : Anayasa, 2942 sayılı yasa , İYUK, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve sair ilgili mevzuat
DELİLLER : Bakanlar Kurulu Kararı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yazısı,
Tapu Kayıtları, Tahsis Kararı, Danıştay Kararları vs deliller
SONUÇ VE İSTEM :
1-İptal talebine konu Bakanlar Kurulu işlemi üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın fiilen çalışmalara başlayacağı, bu kapsamda tespit ve özellikle yıkım gibi çalışmaların telafisi güç ve imkânsız sonuçlar doğuracak nitelikte olması ile yukarıda ayrıntılı olarak izah etmiş olduğumuz üzere idari işlemin sebep ve amaç unsurları açısından açıkça hukuka aykırı olması nedeniyle İdari Yargılama Usulü Yasamızın 27/2 maddesi uyarınca öncelikle Bakanlar Kurulu’nun 21.03.2016 tarih 2016/8659 sayılı kararının yürütmesinin durdurulmasına, 2- Bakanlar Kurulu’nun 21.03.2016 tarih ve 2016/8659 karar sayılı “acele kamulaştırma” işlemi ile bu işleme dayanak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 16.03.2016 tarih ve 2988 sayılı işleminin (istem yazısının) iptaline, yargılama masraflarının davalılara yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla talep ederiz. 29.03.2016
Diyarbakır Barosu Başkanlığı Adına Baro Başkan Yardımcısı Av. Ahmet ÖZMEN
EKLER:
- Tapu Kayıtları
- TBB Tahsis Kararı
- Bakanlar Kurulu Kararı
- Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu Kararı