Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın 28 Mart 2015 tarihinde yapılan 26. Genel Kurulu’na katılan kurucu üyeler “soykırımın” 100. yılı dolayısıyla yaptıkları değerlendirmeyi kamuoyuyla paylaştı.
1915 yılının baharında Osmanlı Devletinin vatandaşı olan Ermeni, Süryani, Ezidi, Pontos ve Elenler İttihat ve Terakki yönetimi tarafından hazırlanan bir proje çerçevesinde binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan kopartılarak kadın, çocuk, yaşlı demeden bugün Suriye sınırları içinde olan Der-Zor çöllerine doğru sonu belirsiz bir yürüyüşe zorlandığına dikkat çekile açıklamada, “Aylarca süren bu amansız yürüyüş sırasında maruz kaldıkları saldırı, tecavüz ve katliamlar, yorgunluk, açlık ve hastalıklar nedeniyle başta kadın ve çocuklar olmak üzere yaklaşık bir buçuk milyon insan yaşamını yitirdi” dendi. “Sürülenlerin ve öldürülenlerin mülklerine ya devlet tarafından el konularak ya da dönemin hakim sınıf ve zümreleri ile kimi Türk, Kürt toprak ağaları tarafından yağmalandı. Sağ kalanlar ise Türk veya Kürt ama Müslüman olmaya zorlandı” sözleriyle devam eden açıklamada, tarifi ve tahammülü imkânsız olarak nitelendirilen bu acının, sonsuza kadar bir insanlık utancı olarak zihinlerde ve vicdanlarda varlığını koruyacağı belirtildi.
Açıklama şu çağrıyla son buldu: “Birbirimizin acılarını tanımak, yaralarımızı sarmak ve bir daha asla böylesi acıların yaşanmasına izin vermemek için geçmişle yüzleşmek ve bu soykırımın tüm taraflarca tanınması için gerekli tüm adımların atılması gerektiğini düşünüyoruz. Geçmişle yüzleşmek ve soykırımı tanımak, hakikati bilme hakkı ve adalet talebidir. İnsan hakları savunucuları olarak herkesi bu talebi daha güçlü bir şekilde dile getirmeye davet ediyoruz.”