CHP Ekonomi Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Doç. Dr. Selin Sayek Böke, ekonomideki gelişmelere ilişkin CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Böke, Türkiye’nin en büyük ekonomik riskinin AKP olduğunu söyledi.
Böke’nin değerlendirmelerinden başlıklar şöyle:
“Bugün ilk kez Türkiye’de ekonomik bir olağanüstü hal yaşandığını, Türkiye’nin bir ekonomik krizin eşiğinde olduğunun altını çizmek ve kamuoyunu aydınlatmak için sizlerle bir aradayız.”
“Türkiye, bugün yönetememezlik ve devlet aygıtının çökmesi kaynaklı bir reel sektör krizinin eşiğinde. Ve eğer tek adam rejiminin çılgınlığı devam ederse, eşiğinde olduğumuz bu reel sektör krizi hızla ve kolaylıkla bir mali krize ve takip eden bir bankacılık krizine dönüşebilir, tetikleyebilir durumda.”
“Bu ne 1994 krizine, ne 2001 krizine, ne de 2009 krizine benzemiyor. Bu farklı. Bu bir finansal sektör krizi değil, bu bir reel sektör krizi, deprem dalgası yaygın. Reel sektör krizi 2001 krizine benzemeyecek olabilir ama sonuçlarının o krizden daha ağır olma potansiyeli çok yüksek. İlk defa Türkiye bir krize vatandaşları borçlu olarak, işsizliği çok yüksek ve yapışkan olarak, şirketleri ve bankaları yaygın bir borçluluk içerisinde yakalanıyor.”
“Bugüne kadar ekonomi kötü gidiyor ama gemi yüzüyor diyenlerimiz olabilir. Ama artık bu gemi yüzemeyecek.”
“Ne yazık ki, hükümetin söylediği gibi sadece dış kaynaklı değil, ne yazık ki hükümetin yapmaya çalıştığı gibi basit birkaç ekonomi politikası hamlesiyle çözülebilir, düzeltilebilir değil. Ekonomimiz ne yazık ki hükümetin söylediğinin aksine hiç de sağlam değil.”
“Türkiye’de 6 milyon 7 bin kişi çalışmaya hazır ama ya umutsuz, onun için iş dahi aramıyor, ya da aradığı halde iş bulamıyor. Türkiye bununla son 6 yıllık işsizlik rekorunu kırıyor. Yarım milyon kişi, bu yıl işsiz kalmış.”
“En büyük değer kaybı OHAL’in uzatıldığı gün yaşanıyor. En büyük değer kaybı başkanlık tartışmasının alevlendirildiği gün yaşanıyor. En büyük değer kaybı AB ile, batı ile iplerin gerildiği gün yaşanıyor. En büyük değer kayıpları siyasi riskler, bu iktidar tarafından bilinçli bir şekilde arttırıldığında yaşanıyor. Türkiye’nin en büyük riski AKP iktidarının ta kendisidir.”
“Cebimde dolar yok bu beni ilgilendirmez diyenlerimiz olabilir. Ya da hatta pervasızca bu Amerika’nın parası değil mi Amerika düşünsün diyenleriniz de olabilir. Ama size üzücü bir haberim var. Türk lirasının bu değer kaybı cebinizde dolar olsa da, olmasa da hepimizi fakirleştiriyor.”
“Şirketlerimizin net döviz pozisyonunda açık var. Yani şirketlerin dolar borçları var, bu borçları karşılayacak dolar varlıkları yok. Aradaki fark 210 milyar dolar. Türk lirası her 1 kuruş değer kaybettiğinde şirketlerimiz 2.1 milyar Türk lirası zarar yazıyorlar. Bu sene Türk lirası 40 kuruşun üzerinde değer kaybetti. Sadece bu sene Türk lirasının bu değer kaybı sonucunda şirketlerimiz 96.9 milyar Türk lirası zarar yazdılar.”
“Türkiye büyüyemiyor. Belki 27 çeyrek sonra ilk defa Türkiye’nin bırakın büyümeyi, bırakın durgunluğu artık küçülüyor olduğu ihtimali üzerinde herkes konuşmaya başladı. İşsizlik dediğimiz zaten bunun sonucu.”
“Türkiye’ye para gelmiyor, hatta gelen para çıkıyor. Çıkamayan çıkmak için fırsat kolluyor. Musluklar kurudu. Türkiye’nin dış finansman ihtiyacı yıllık 200 milyar doların üzerinde.”
“Geçtiğimiz haftalarda devlet borçlanmak üzere piyasaya gitti. Kendi kağıtlarına Türkiye Cumhuriyeti devleti müşteri bulamadı. Geçen hafta yapılan hazine ihalesinde hazinenin kapısını çalan olmadı. Sonunda hazine borcunu kamu bankalarına sattı.”
“Güvensizlik bu ekonominin can damarını kesiyor. Can güvenliği yok, mal güvenliği yok, ekonomide güven yok. Kimse yarını göremiyor. Devlet aygıtı tamamen bitirilmiş. OHAL kapsamında hukuk yok edilmiş. Devlet tamamen durdurulmuş böyle olunca insanlar sadece paraları için güvenli limanlar değil, canları içinde güvenli limanlar arar hale geliyorlar. Herkes gözünü ve yarınını başka bir yerde inşa etmek zorunda kalıyor.”
“OHAL’le derinleştirilen hukuk krizi Türkiye’de bir can ve mal güvenliği sorununa dönüşmüştür. OHAL’de batıyla bozulan ilişkilerde, toplumdaki kutuplaştırmada, cumhurbaşkanının ve AKP iktidarının başkanlık ihtirasının bir sonucudur. Eğer dertleri kendileri değil Türkiye olsaydı bu ısrardan bugün, vakit kaybetmeden hemen vazgeçerlerdi.”
“Her şeyden önce bu çılgınca rejim tartışması bitirilmeli. Ekmeğimiz için bitirilmeli, vatandaşımızın işsizlik sorunu çözülebilsin diye bitirilmeli, Türk lirası artık değer kaybetmesin diye bitirilmeli, Türkiye’nin güveni ve yarını yok edilmesin diye bitirilmeli. Bu başkanlık ısrarından vazgeçilmeli.”
“Derhal OHAL kaldırılmalı. Kalkmazsa Türkiye ekonomisi çok ciddi bir komaya girmek üzere, OHAL’i çok sevmiş olabilirsiniz ama bu OHAL Türkiye ekonomisini batırıyor.”