Bazıları şafak baskınıyla gözaltına alınıp sorgulanan, haklarında hükümet, yandaş basın ve sosyal medya kanalıyla kampanya yürütülen akademisyenlere yönelik soruşturmalarda başsavcılığın ‘ivedi’ vurgulu talimatının etkili olduğu ortaya çıktı.
Diken’den Ali Dağlar’ın haberine göre, üniversite yönetimine yazılmış talimatta, bildiriye imza atan akademisyenlerin açık kimlik bilgilerinin, haklarında ne tür işlem yapıldığının ‘ivedilikle’ bildirilmesi isteniyor.
Bir üniversitesinin yerleşkesine hitaben Cumhuriyet Başsavcılığı Bakanlık ve HSYK Muhabere Bürosu’nda görevli savcının imzasıyla yazılan 21 Ocak 2016 tarihli talimatta şöyle deniliyor:
“Cumhuriyet Başsavcılığımız, Bakanlık Muhabere Bürosunca yapılan bir incelemeye esas olmak üzere; 11 Ocak 2016 günü, 89 üniversite ve 1128 akademisyenin imzaladığı ‘Bu suça ortak olmayacağız’ başlıklı bildiride … üniversiteniz yerleşkesinde görev yapan akademisyenin/akademisyenlerin bulunup bulunmadığı, bulunması durumunda söz konusu akademisyenin/akademisyenlerin ne tür işlemlere tabi tutulduğu ve açık kimlik bilgilerinin gönderilmesini ve müzekkerenin İVEDİLİKLE cevap verilmesini rica ederim…”
Hukukçular bir bildiriyle ilgili üniversiteleri paniğe sevk edecek böyle bir talimatla ilk kez karşı karşıya geldiklerini belirtiyor. İsimleri kamuoyuna zaten açık akademisyenlerin, açık kimlik bilgileri ve görev yaptıkları üniversitelerin ne tür işlemler yaptıklarına dair savcılık takibi, akademik özgürlüğe ve üniversitelere adli baskı olarak niteleniyor.